Sen gelince
Bir güvercin sürüsü
Uçuşur gözlerimde
Biri iner, biri kalkar / kirpiklerimden.
Eteklerinde kırmızı karanfilleriyle
Ayağını suya değdiren bir dağ
Yavaşça gelip oturur yüreğime.
Sen gelince
Irmakların yıkılır bendi
Sular dolar / suya hasret topraklara.
Kapalı tüm kapılar
- ki arkasında sen -
Açılır üzerime.
Türküler duyulur uzaklardan,
Davullar vurulur gümbür gümbür
Karacaoğlan / Dadaloğlu / Emrah
Ve - mutlaka - Aşık Veysel
Ustaca dokunur
Meydan sazının tellerine.
Sen gelince
Hızlanır yüreğimdeki değirmenlerin çarkı
Öğütülür zamanlar,
Yükseklerden akan su
Dolar bakraçlara.
Ve sonra
Yumuşak bir zemine basar ayaklarım
Kaybolur giderim derinliğinde.
Sen gelince
Su yürür dallarına kuru ağaçlarımın
Çiçeğe durur tomurcuklarım.
Sardunyalar dirilir saksılarda
Kuytularımdaki boynu bükük çiğdemler bile
Kaldırır başını / Veysel’e inat
İlkbaharı yaşar yaşlı gönlüm / zemheride.
..................................
Bilmediğim bir yerlerde
Yakılır ağıtlar,
Sürüklenir ayaklarım
Uzaklaşır giderim kendi merkezimden,
Derken
Çekilir kabuğuna güneş,
Zindan olur tüm zamanlar
Avcı vurmuş bir kuş gibi
Kanatlarım düşer iki yana
Sen gidince.
Kayıt Tarihi : 13.1.2004 07:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiiri çok beğendim..özellikle ilk öbek..kanımca başlı başına ( ... ) .. ne diyebilirim.. saygılar.. çok güzel.. çok doğru.. ve çok iyi...
Sevgiler...
TÜM YORUMLAR (7)