sert rüzgarlara karıştım gene
sen bir ucunda dünyanın özlem yüklü
ben sevdana kilitli
sen toprağım diyorsun
sen esintim gece vakti alıma vuran serinliğin
efil efil gelen ıhlamur kokusu bir yanda
sen hasretinde nohut nohut memleketinin
yanardağları kızgın alevlerin
bense derdinde ellerinin
başucunda serce ürkekliğiyle sıcak somun gibi duran hayat
bir de mavi kanatlarıyla bir çocuk dayanmalı kapıma
ben geceye saldıkca ince hasreti
vurdukca taşlarına başımda o bildik inilti
bir şair vurulmalı diyorsun kendi dizesiyle
akşamında zifiri karanlıkların
hangi kirli el yıkanıyorsa aynasında ırmağın
çekip gitmeli kirlettikleriyle
unutmalımı şimdi dağların gelgitleri arasında serpilip duran umutları
sen dallarında sevinç yüklü çicekler acan kızıl renkli müjdem
beynin oyuklarında çatışmalar barındıran bilinc ötesi barikat
sen her deviniminde durmadan büyüyen isyan içimdeki
seni nazlı çiçeklerin boyun eğişindeki asilik kadar uysal
seni susuzluğunda lal olmuş ağızı dili ile ahsız
seni ben her haliyle bahtsız
-kalemsiz kitapsız
bıraksam yitirecekmişim gibi
sımsıkı sıkarak dişlerimin arasında
etlerini etlerime gecirircesine
seni icime işlercesine
yiyip bitirircesine beynimi
seni öfkem
seni hırsım
seni bayrak
seni alınteri
seni isyan gibi seviyorum
basıyorum icimdeki şaltere
calıyorum bütün sirenleri hadi koşun
ben sende senin emekcinmişim gibi
seni seviyorum
hakikat yolu uzun olur diyordun
kaç sürgün geçti
kaç çıplak bedenden alınmalı daha
hınca hınc intikamı yoksulluğun
canıma can katan sürğün güne mahkum sevdiğim
canım birtanem eşim
seni ölesiye seviyorum.
benbahar1111
Sultan İnan
Kayıt Tarihi : 15.7.2006 01:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)