Sen Dünüm,Bugünüm,Yarınımsın

Sen su kadar aziz,
Hava kadar elzem,
Tam kıvamında pişmiş,
Yemek kadar da lezizsin.
Sen bir kuş yuvası kadar sıcak,
Ummanların dibi kadar derin,
Güneş kadar aydınlık,
Ve gökyüzünü süsleyen,
Yıldızlar kadar da güzelsin.

Sen insanı güzelleştiren,
Yanakta ki gamze,
Maharetli ellerin hüneri,
Sevdalı gözlerle aşkı gönlüme nakşedensin,
Sen bahar mevsiminde,
Tabiatın harikuledeliği,
Ve nadasa bırakılan toprağın bereketi,
Özlem gideren yolların neticesisin.

Sen paha biçilemeyen gözlerin feri,
Bedeni ayakta tutan takat,
İnsanı insan, belki de sultan eden iman,
Mizanın önündeki korku ve sevinçsin.
Sen dünüm,bugünüm,yarınım,
Yaralarımı sevgiyle bağlayanım,
Ve nur topu gibi çocuklarımın müsebbibi,
Ekmeğimin tuzu,varlığımın ana gayesisin.

Sen yüreğimin düzenli atışı,
Gözlerimin olaylara güzel bakışı,
Sevda pınarlarımın berrak akışı,
Aşkın tokasını saçlarına takışısın.
Sen mehtaplı gecelerde ayın şavkı,
Birkaç saat görmediğimdeki kaygı,
Ve en çok sana duyduğum saygı,
Güzelliğin karşısında hayranlığımsın.

Sen mahşerde çaresizce çırpınışım,
Defterlerin dağıtıldığı andaki korkudan titreyişim,
Sırat köprüsünden bir çırpıda geçip geçememe endişem,
Dostumu düşmanımı seçemeyişimsin,
Sen uzun gecelerdeki sıkıntım,
Bazen dünyaya küsmüşlüğüm,
Bazen sevincimden nara atışım,
Bazen de öksüz bir çocuk gibi ağlayışımsın.

Sen beni hayata bağlayan şevkim,
Yaşadıkça ilk ve son aşkım,
Aşkına dair yaptığım kariyerim,
Sevda anahtarıyla her kapıyı açışımsın.
Ve sen daha çok, yazmak isteyip de yazamadıklarımsın.
04-06/04/2006,