Sen de kendimi aradım oğlum.

Akın Kaya
26

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sen de kendimi aradım oğlum.

Sen de kendimi aradım oğlum.
Ellerin benimki gibi,
Gözlerin ben gibi bakar.
Gülüşün, bakışın,
Aynaya bakar gibiyim,
Sana baktıkça...
Üşüme sen, koşma, yorulma,
Düşme yollarda, acımasın bir yerin.
Tıpkı babamın dediği gibi oğlum,
'Sana gelen bana gelsin'
Ben babam gibi
Sen ben gibi

Akın Kaya
Kayıt Tarihi : 2.7.2007 13:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Babalar Çocuklarını İçine Gömermiş! Duyduğumuz duaların bir tanesi vardır ki tüylerimizin ürpermemesi elde değil 'Allah kimseye evlat acısı göstermesin! ' Geçen yıl beğeni ile izlenen Çağan Irmak'ın filmi 'Babam ve Oğlum'u çoğumuz seyretmişizdir. Orada bir sahne var ki duygulanmamak elde değil. Oğlunun cenazesinde baba ellerini iki yana açar, perişandır. Ağlamaklı sesiyle 'Oğlum, ben öleydim' der. Hiç unutmam, o esnada sinemadaki hıçkırık sesleri herkesten geliyordu: kadını, erkeği, yaşlısı, genci ve benden... Neden bu kadar etkilenmiştik bu sahneden? Belki babalarımızın bu kadar duygu yüklü insanlar olabileceğini sanmadığımızdandır. 'Belki' diyorum, çünkü bunu itiraf edecek cesareti kendimde bulamadığımdan, anlamsız ve soğuk mesafeler vardı hep aramızda... Babam 'Oğlum, evladın olsun beni anlarsın' derdi. Kulağımın birinden girmesiyle diğerinden çıkması ışık hızında gerçekleşirdi babamın bu sözleri... Ama şimdi anlıyorum babamı... Baba olmak şefkat hissini keşfetmek demek. Gözlerimizi beş saniye kapatıp Filistin'de yaşanmış ve tüm dünyanın gözleri önünde cereyan etmiş bir dramı düşünelim. Evet, küçük Muhammet'in babasının yanında kurşunlarla öldürülüşü! Zavallı adam ve küçük Muhammet bir duvarın dibine sıkıştırılmış... Evladını mermilere karşı elleriyle korumaya çalışan bir baba, feryadı yürekler parçalıyor. Etraftakiler ise çaresizliğin aczını yaşıyor. Baba kanatlarının altına aldığı oğlunun zarar görmemesini istiyor. Bir babanın en doğal refleksi... Düşünmüyor bile vücuduna saplanacak mermiyi, siper ediyor gövdesini. Ama nafile, bir süre sonra küçük Muhammet'in cansız bedeninin başı, babasının kucağına düşüyor. Baba şoka giriyor. Artık umurunda değil etrafında vızıldayan mermiler. Henüz ilkokul çağında bir sabi, kanları süzülüyor yanlarından... Hangi taş yürek bu resme bakıpta parçalanmaz? Hangi kapkara vicdan sızlamaz? Dün geceyarısı evin sokağına geldiğimde, pek de İstanbul sokaklarıyla bağdaşmayan bir sessizlik dikkatimi çekti. Kimseler yoktu, birkaç sokak köpeği haricinde. Onlarında aralarında havlamama kararı aldığını düşündüm bir ara. Yağmur hafif çiseliyordu. Tam eve yönelmiş, merdivenlerin basamaklarına adım atıyordum ki, böylesine sakin bir sokağın tadını çıkarmayı düşünerek, tekrar döndüm. Bir sigara yaktım ve ıslandığımın farkında olmayacak kadar sinsi yağan yağmurun altında, ahmak olma ihtimaline karşı, yine de yürüdüm. Sokağın başına geldiğimde yalnız olmadığımı fark ettim. Evinin penceresinden sokağın başını seyreden Musa amcayı gördüm. Elleri koynunda sağa sola sallanıyordu. Bu sallanışı oğlu Hasan'ın düğününde oynayışına benzettim. Dudakları kıpırdıyor, gözleri her zamanki gibi dopdolu bakıyordu. Birkaç saniye göz göze geldik selamlaştık. Musa amca her gün, ama eksiksiz her gün, bu saatlerde pencereye çıkar, biricik oğlunun eve dönmesini beklerdi. Tek evladı Hasan'ın yolunu gözlerdi. Karısı Sultan teyzeye, Hasan'ın en sevdiği yemekleri yaptırır, çayı demletirdi. O güzelim yemeklere dokunmadan, beyhude beklerdi. Birkaç adım attıktan sonra duraksadım. Dönüp Musa amcaya 'Bekleme artık, alışmalısın. Oğlun öldü. Bir kış günü, karla kaplı toprağa vermedik mi beraber Hasan'ı? ' demek geldi içimden. Ama emin olamadım. Nasıl inanırdı ki bir yıl önce trafik kazasında ölen, gözü gibi baktığı tek evladının kaybına? Kabullenebilir miydi bu zamansız gidişi? Cesaret edemedim ve biraz alelacele döndüm eve. Hemen biricik oğlum Taylan'ın odasına girdim. O uyurken öptüm yanaklarından, seyrettim uyumasını biraz. Tekrar öptüm ve 'seni seviyorum oğlum, seni seviyorum evladım, iyi ki varsın Taylan' dedim uyandırmadan sessizce... Sen de kendimi aradım oğlum. Ellerin benimki gibi, Gözlerin ben gibi bakar. Gülüşün, bakışın, Aynaya bakar gibiyim, Sana baktıkça... Üşüme sen, koşma, yorulma, Düşme yollarda, acımasın bir yerin. Tıpkı babamın dediği gibi oğlum, 'Sana gelen bana gelsin' Ben babam gibi Sen ben gibi Akın Kaya http://akinkaya.blogcu.com

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Selin Deniz
    Selin Deniz

    Yüreğinin damlacıkları göz pınarlarımdan akan yaşla birleşti üstadım...

    Cevap Yaz
  • Fatma Akar
    Fatma Akar

    çok güzel daha ne denilebilir ki?...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Kaya