Sen çocuksun daha Şiiri - Hamiş Acar

Sen çocuksun daha

lamba çaydanlık ben
odada kördüğüm gibi duran

şeytan dolduracakmış dolu zaten içimiz

yok olacak bir şey için uğraştığımı bilirim

korkunç bir şeydir kalbinle yapıp ellerinle yok etmek

yanlış yaptığımı bilirim çoğu zaman
ama sonuna kadar devam etmem gerektiğini de biliyorum

çünkü gitmezsem kalbimle ayrı yollara gitmem gerekir bilirim.

bu kuş uçum saati
pencerede
bej renkli bir uzaklık duruyor

canım buz gibi şarap kesti

 ellerine sarılırım
öyle güzelsin

şeker tartan eline

açıp kuşları şükrettik tanrıya
kuşların tanrıya yakın kanatlarıydı duyulan

alnından öpmüşüm ay ışığının

alnını dayadığın

tanrının cebinden saçmışım yıldızları
sevişmişiz

kaysak iki yıldız gibi
yine bir masalda buluşur elimiz

öyle güzelsin ki
korunaksız dışarıda kalır yüreğim

canım buz gibi şarap kesti

tavşan vardı
hızlıca sıçrayıp giden

çok güzel bir kızın elinde
sincap kuyruğuna benzer maskot

iki litre soğuk beyaz şarap aldım
 bir kase de sütlü tatlı buldum herkes takdir etti beni

hayat ile aramda hiçbir meselem kalmadı

gölgelik aradım

yağmurdu sesleniyordu toprağa
ıslatıyordu toprağı

bahardı sesleniyordu
çağırıyordu yaprağı

bir şiir bir şiire sesleniyordu
mutlu günlerim mutlu anılarım vardı onaran yüreğimi.

bir şarkının yerine başka şarkıyı koyuyorduk

az önce sarıp sarmalamıştı içimizi

o ihtimal ürkütücü kılan herşeyi

kaybedenler sesleniyordu
kaybetmiş olanlara

o sesleri ne zaman duysam üzüntüdür

onlar buruşturan tüm renkleri tüm mevsimleri

buz gibi bir güneş tutturuldu avucuma

kendi sevimli
işi sevimsiz biri yanımda
tedirgin

shih tzu köpekti koku arayan ihbar edileni

o kadar komikti ki polislerin
figürleri

o figürler ki akıldan çıkmaz
müzikal tiyatro gibi

en ilkel yanlarımı yontup

enlem boylamları geçip

çekilip boyutlara

kıvırcık saçlı bir kadın
kırk yıllık tanıdık gibi
güleç

saçları sevdiğim gibi değil

aldı beni
kalabalıklar içinde

bir oyuna doğru yürüdük

oyunlarını bozan maskara bir kralı oturtmaya çalışıyordu çocuklar

bir halkın maskara olmasından çok daha güzel bir duygu

uzun uzun izledim

beni tanıyorlar
izliyorlarmış
kötü biri de değilmişim

kadını aldım benim bilmediğim
ama nasılsa
ayaklarımın bildiği bir yere doğru

küf tutmuş briket duvarlı kapıdan geçip
  geniş bir bahçeye çıktık
çay ve börek ikram ettiler
o kadar içten
o kadar güzel gülüyorlarki
hem herkese aynı
demek ki ben bu güne kadar hiç gülmemişim
gülen kimse de görmemişim

ah o kayıp olan mutlu masallar
hepsi
bu bahçede dinleniyormuş

yürüdük serçe ve kuş cıvıltılarının içinde

minik bir ceylan kedi gibi sırnaşıyor
sıçrıyor önümüzde arkamızda
küçük bir havuza daldık yüzme öğreniyorum

sen diyorum çocuksun daha

çay içerken ağzım yandığında

hayallere dalıp giderken de
sen diyorum çocuksun daha

bir bıçağı karnına dayarken domatesin yumuşacık

sen oyunlar peşinde bir çocuksun daha

anlatmasaydın ben nereden bilecektimki maya ları
aztekleri
inka ları

anlatmasaydın aşk masallarını ben nereden öğrenecektim sevmeyi

insanlığın çıktığı mağaralar yıkılırken üzerimize
zeus un sütunlarının tutmaya çalışırken gördüm
musa nın asasının
isa nın çarmıhının
ali nin kılıcının

sevgimin
sevgimin

sevgim
sevgim
sen ne hanedanlıklar yıktın
ne putlar dağıttın

sevgili verdiğinde tanrı bana
bende artık ona sonsuza kadar şiir borçlanmışım

döner bir fanus un içinde
yarışırcasına koşuyorum
okulların
sınavların
mahsülü alınmış yığın tarlaların
hapisanelerin
işyerlerinin
acıların
sevinçlerin üzerinden
üzerinden herşeyin sıçrıyorum

yorgun bir dünyaydı serilmiş önüme

bir yalnızlık kendini hiç bu kadar kimsesiz hissetmemişti

odada tutuyor yüreğim beni
lamba çaydanlık ve ben şimdi kördüğüm gibi

buğulanırken camlarıma edvard munch un çığlık tablosu çiziliyordu

ıslak bir tenin yorgunluğu doluyor kucağıma

bir yaprak gibi savrulur sesim

dönerken boyutlardan
kendi hikayeme
kendimden daha kötü bir kahraman yaratamazdım

sende kulağıma son kez fısılda acıklı şarkı

isteseydim iyi şeyler yazabilirdim tanrım

isteseydin sen de iyi şeyler yazabilirdin tanrım

içimdeki tüm tapınaklar kendini teker teker
dönüştürürken müzeye

ben önce kendimi mi bulabilecektim
önce şiiri mi

Hamiş Acar
Kayıt Tarihi : 22.4.2020 11:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hamiş Acar