Yazık oldu gençliğime
Boşa geçen genç ömrüme
Bir gül seçtim bu gönlüme
Sen olmuşsun diken bağı gel de sarıl sen yerime
Elazığ’da Palu yanı
Palu'da var Gök Meydanı
Tahir ile Zühre aşkın şehitleri
Sen öyle sev bende seni
Çözülsen diken bağından
Süzülsen aşk yağından
Ayrılsan şeytan çarkından
Artık gözüme görünme ne uzaktan ne yakından
Âşıkların dudağında
Kitapların yaprağında
Vura vura göğsüm yara
Tat kalmadı dilimde damağımda
Gök meydanı polis asker
Darağacı cellat bekler
Zühre Tahire sarılır
Tahir’in bağlı bilekler
Ne bayram var ne de savaş
Gök meydanı insan doldu yavaş yavaş
Arap Hoca oldu siyah bir taş
Âşıkların yüreğinde yandı ataş
Gök meydanı şehitlere oldu mezar
Tarih bunu böyle yazar
Her sene o gün bayram
Âşıklar gelip eder nazar
Sanma ki Salih düzer
İncecik kalpleri üzer
Kardaşına mezar kazan
Cehennem ataşında yüzer
Haksız yere bağlanmıştı bilekler
Darağacı kurulmuş çakılmıştı direkler
Uçtu beyaz güvercin hakka vardı dilekler
Yavaş yavaş alevlendi yandı yürekler.
Kayıt Tarihi : 5.7.2021 16:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tahir İle Zühre
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!