Sen, dişimin kovuğuna girip çıkarmak için
kürdan arayıp ta bulamadığım, bulamadığımda da
dilimle çıkarmak için uzun zaman mücadele ettiğim
beni gıcık eden, kızarmış sıcak tavuk butunun en lezzetli
ama en işkenceli parçası...
*****
Sen, yerken ağzımı, çıkarırken ardımı yakan
en baş ustanın yaptığı lezzetli bir çiğköfteden artan
ve bayatlamadan bitirmek için tavada kızartarttığım
pişmiş köftenin dumanısın.
Sen, zevkle uzandığım,
bu zevkin uzun sürmesi için altında çok kaldığım
ve bu nedenle bütün bir cildimin yandığı,
bu yanmayı gidermek için duşa girdiğim, akan her su damlasından omuzlarımın acımasına sebep olan yaz güneşisin.
Sen, rüyalarımın kabusu, hayallerimin maşuku, mutluluklarımın ortakçısı, üzüntülerimin bekçisi, iyi ve kötü gün eşisin.
*****
Sen sen, sen var ya sennn, sen benim sabahtan beri çıkamadığım
en daraldığım anların helası, başımın ballı lokma tatlı belasısın.
Sen, kurtulmak için açtığım ellerimin içinden semaya yükselen,
Tanrı tarafından bana iade edilen, kalbimin en içten duasısın.
Sen, özlemini duyduğum, hayalini kurduğum
siyah saçlarımın, karizmatikliği ile avunduğum,
bilgeliğiyle öğündüğüm kıraçlığının gururu ve onurusun.
*****
Sen, sen var ya sen,
benim su köpüğünden mutluluğum,
iliklerime sinmiş cefamsın.
*****
Sen, sen var ya sen,
sen benim hem
hem işkencem, hem sefamsın.
ahmed emin fidan
17/01/2010 balıkesir
Kayıt Tarihi : 1.8.2013 02:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!