Sormayacağım/gidişini/babacığım
Kızıpta/yine gidersin diye
Ama kızsan da/somurtsan da
Elini tutup
Geçeceğim
Okul yolundan
Sen benim babammsııın...
Daha mı
Yetmedi mi / ıstırap
Daha mı
Yetmedi mi / ıssızlık
Karış kalabalığa
Eğlen biraz
Kendinle barış
Sen benim öteki yüzümsün
Çıkacaksın
Sıkacaksın /yumruğunu arkadaş
Haykıracaksın
Bağıracaksın arkadaş
Yürüyeceksin
Yağma yok arkadaş
Özgürlük içindeyse arkadaş
Sen benim anarşist arkadaşımsın
Bu havalinin en ilahi şarkısıydı
Dildeydi/uykudaydı/düşteydi
Atlas ipekten yorgan örttük üstüne
Necef taşından siyah bir tesbihteydi
Nemrut olma severken/sevilirken
At dikenini sevdayla derilirken
Bu yol gider belki bir gün o hiç bilmediğin denize
Çer çöp olma ummanda arınırken
Sen benim hiç gitmediğim tarikatımsın
Isıt
Isıt düşlerini bir bardak çayla
Bir sabahçı kahvesinde
Pencere pervazına tünemiş
Bir serçe gibi
Tüne sende hayatın kırık merdivenlerine
Soluğun kesildikçe
Isıt düşlerini
Belki yorgun ayakların
Derman bulur kendine
Sen benim serçeden kanatlarımsın
Acı
Bilendikçe
Kasap bıçağıyla
Acıların kanı çekilir
Beyaza dönüşür
Bir avuç et
Bir kasım sabahı
Genelev sokağında
Sen benim pala bıyıklı külhanımsın
Giyiti vardı/kırmızı/giydi
İyi etti
Bıçağıda biledi
Üç gün önceden
Sonra edeceği duaları
Ezberinde hatmetti bir güzel/onuncu defa
Ama gelmedi
Göndermedi anası
Bir türlü kankardeş olamadı
Himmet’le Memmet
Sen benim Pötürge’li toprağımsın
Mahsus yaptı/ biliyorum
Gök yüzünü getirdi/ üstüme kapattı
Toprağı serdi ayaklarıma
Yıldızlara baksan
Kendini kadınlar hamamında sanırsın
Toprağa girsen/uyanmazsın bir daha
Bu nasıl cennet Haloğlu
Çatısı var/kiremiti yok
Tabanı toprak/çamuru çok
Yosun tuttuk haloğlu
Balık olduk alemde
Sen benim gurbette ki gardaşımsın
Huşu içinde
Uyuyordu kavaklar
Hizmetçi beni çağırdı/mutfağa
Gitmedim/korktum/fakirlikten
Gel dedim/çalışma odama gel
Uyanmasın dedim/kavaklar
Sen benim ilk ve en masum aşkımsın
Kabadayı olacaksak
Fes giyelim/ törenle
Kaçakçılar gibi
Başı açık olmaz ki
Alemin rajonuna ters bir defa
Kabullenmek zor çelişkileri
Kaç göçlerle olmuyor bu hayat
Sen benim vazgeçemediğim en tatlı belalımsın
Yok.. yok...
Bu devir dayanmaz bana
Benim sakarlığıma
Sevmek isterim
El çantası yerim Benli Leyla’dan
Namaz kılarım
Yumurta topuk ayakkabılarım
Çalınır çeşme başında
Ih..ıh..
Karım dayanmaz bana
Yetmez maaşım
İkisi kız üç çocuğuma
Karım çamaşıra gitsede el kapısına
Dayanmaz elleri çamaşır suyuna
Sarhoş bedenimi istemez yatağına
Cık..cık...
Dayanmaz kavanoz dipli dünya benim varlığıma
Ağır gelirim
Nereye gitsem bir bulut dolaşır tepemde
Bir şansızlık çöker çevreme
Kuşlar bile kaçar çığlık çığlığa
Güneş penceremden doğmak istemez
Of..of..
Bu dünya beni sevmez
Daha kırkına varmadan
Harman eder beni
Toprağın altına
Sen benim Eyüp Sultan Mezarlığında biten hayatımsın...
İsmet ZerenKayıt Tarihi : 27.7.2008 11:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!