Sen Benim Doru Küheylanım Şiiri - Ahmet ...

Ahmet Emer
437

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Sen Benim Doru Küheylanım

Aman allahım o ne öyle
yaylı sünger yatak sanki gömül
bir o yana bir bu yana
gezin salına salına

o ne öyle zembereğinden boşanmış yay
fırlayıp çıkmış iki uçtan kurtulmuş ipten
uçmaya hazır iki füze sanki
gül memeler koynundaki

sen benim doru küheylanım
alsan beni üzerine tutsam yelelerini
mahmuzlasam hiç durmadan
uçsak dağlardan insek enginlere

yeniden yükselerek gök yüzüne
baksak denizin mavisine
koklayarak leylakaları
dersek bir bir çiğdemleri

sen benim doru küheylanım
ben üzerinde bin atlı akıncılar gibi şen
gidip gelsem gidip gelsem
sen kuğuyu kıskandıran süzülsen süzülsen

aman allahım o ne gidiş ne geliş
dünyada eşsiz bir alış veriş
haydi ahmet bu dünyada işin iş
oh ne ala gidiş geliş gidiş geliş

üzerindeyken ben doru küheylanım
kavak yeli kıskansın uçuşumu
dağlar eğilsin saygısından
ben her önünden geçişimde

terlesek vıcık vıcık serinlikte
ılık yayla yolu tozu sanki derinlikte
bastıkça ayağımı yumuşacık okşayan
hırıltılı hale döner her bir gidiş geliş

tutamasam kendimi koşsam koşsam
her koşuşumda sen de coşsan
mecalsiz kalıp yüzdürsem balıkları
kaskatı olsam da sonradan rahatlasam.

Ahmet Emer
Kayıt Tarihi : 3.8.2008 00:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Memiş Gültekin
    Memiş Gültekin

    sende küheylanda memnunsan sorun yok:) bir olay bukadar resimvari anlatılırdı dizelerle.tebrikler.

    Cevap Yaz
  • Ali Asker Çataltaş
    Ali Asker Çataltaş

    Şiir eleştiri ister benim eleştirimden neden rahatsız oldunuz?size doğru olan ban göre yanlış olabilir.. ben doğrularımı söylerken neden sizi rahatsız ediyor .. Bununda resimle sanatla ilgisi olduğunu sanmıyorum... Resim ile şiiri neden bir birine karıştırıyorsunuz yaptığınız resim sanırım iki insanın cinsel ilişkisini anlatıyor olmalı ki siz bunu şiirinizde yansıtmışsınız ben nu resimlerine karşı biri değilim.
    Diyorsunuz gerçekleri gizlemek niye. Hangi gerçekler? Su yüzüne çıkmayan sizin anlatmak istediğiniz gerçekler mi iki ileri bir ger bunlar mı?
    Ayrıca AKP diyorsunuz tam tersine benim işim AKP ile olmaz ya da o düşünceye yakın olanlarla. Asla… Yazdığım şiirleri okuduysanız az çok düşüncemi anlamış olmalısınız…
    Hangi şeyh bahsediyor hangi şıhı bana anlatıyon sen beni tanımıyorsun sanırım… Benim ne şeyh ya da başka biri başkası ile işim olmaz onu sen git onlara anlat.ve öylelerinde tanımam…

    Benim kimseden özür dileyecek bir durumum yok şakşakçı dedim yine derim böyle şakşakçılar değil mi bu ülkenin başına çorap örenler, işte korkman gereken birileri varsa onlardan korkmalısın.
    ülkede o kadar sorun varken siz neleri kaleminize alıyorsunuz Amerika diyorsun benim emperyalizm le nede faşizmimle işim olur..
    şiiriniz yada eseriniz ne olursa olsun oraya yazmışsan benimde cevap hakkım varsa ben cevabımı veririm ister işine gelir ister gelmez. İstersen yorumumu sil o senin sorunun…
    sen yada başkası yazar bende yorumlarım…bekli bende iyi bir yorum yazsam sen benim sayfamdaki şiire yorum yazacaktın öyle degilmi?


    KOYUN POSTU NUMARASI


    Ümit Oğuztan, Ali Kalkancı'nın dergah içindeki inandırıcılığını arttırmak için bir dizi senaryolar hazırlamıştı. Kalkancı bir yerde oturuyor, etrafında müritleri bulunuyordu. Tam karşısında bir koyun postu bulunuyordu. Kalkancı, herkesin gözünün önünde 'Şahı Nakşibendi Abdülkadir Geylani' diye bağırıyor koyun postu Kalkancı'ya doğru geliyordu. Halbuki Ümit Oğuztan, Singapur'dan nesneleri hareket ettirmeye yarayan uzaktan kumandalı bir çip getirmişti. Postun içindeki çipin kumandası Ali Kalkancı'nın saatinin üzerindeydi.


    ŞOV BİTTİ, GÖZALTINA ALINDI


    Çirkin senaryo sahnelenmiş, işin şov kısmı kalmıştı. Ümit Oğuztan ve transseksüel Sisi, televizyonlara hikayeleri satmak için pazarlık yapıyorlardı. Sonunda bir televizyon kanalıyla anlaşıldı. Ali Kalkancı, bir polis eskortuyla birlikte televizyon kanalına kadar götürüldü. Ali Kalkancı'nın sakalları orada permatikle kesildi. Canlı yayında üzerinde bulunan kırmızı kravatını da Ümit Oğuztan bizzat bağladı. Kalkancı, canlı yayın sırasında insanlara bir cemaatin başında bulunduğunu, belirli bazı insanların dergahına gidip geldiğini söylüyor,'Ben hiç kimseyi kandırmadım' diyordu. Hatta Ali Kalkancı şov gereği canlı yayının ortasında spikerden namaz kılmak için izin istiyordu. Kalkancı programın bitiminde kapının önünde bekleyen polis ekibi tarafından göz altına alınıyordu. Aynı günlerde Fadime Şahin ve Emire Kalkancı'nın hikayeleri de televizyon kanallarına satılmıştı.


    TARABYA OTELİNDE KUTLAMA


    Oyunu başarıyla sahneye koyan Turgut Büyükdağ, Ümit Oğuztan, Sisi lakaplı Seyhan Soylu ve Büyükdağ'ın korumalığını yapan emniyet müdürü Ü. B., Tarabya Oteli'nde kutlama yemeği düzenlediler. Ayrıca bu kutlama yemeğine Karslı bir milletvekili de katıldı. Kutlamaya katılanlar, hikayelerinin gösterdiği başarıdan dolayı memnuniyetlerini birbirlerine anlattılar.


    Bir ay dergide yattı


    Ali Kalkancı, çirkin tiyatronun sahneye konduğu günlerde Ümit Oğuztan'ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu Nişantaşı Akkirman Sokak'taki Strateji Dergisi'nin ofisinde yatıp kalkıyordu. O günlerde herkes, Ali Kalkancı'yı arıyordu. Ama ne hikmetse bir polis ekibi, Strateji Dergisi'nin önünde 24 saat nöbet tutuyordu.


    Çirkin porno tezgahı


    Ümit Oğuztan ile transseksüel Sisi, kadın pazarladıkları ünlü isimlerin seks görüntülerini, Tarabya Oteli'nde kamerayla kaydediyordu. Sisi bir keresinde, patronu Turgut Büyükdağ'ında görüntülerini çekti. Aynı günlerde Turgut Büyükdağ, Sisi'ye olan borçlarını ödemiyordu. Parasını almaya gelen Sisi, borcunu ödemeye yanaşmayan Turgut Büyükdağ'ı vurmaya kalkıştı. Bir el patlayan tabancanın şarjörü yere düşünce Büyükdağ ölümden döndü. Polis geldi, ancak konu hatırlı tanıdıklar sayesinde kapatıldı. Şebekenin mal varlıkları Turgut Büyükdağ, Tuncay Güney ile yine bir dönem gazetecilik yapan M. D.'nin üzerine kayıtlıydı. Taksim'deki bir apartman, Güney'in üzerine kayıtlıydı. Kanada'ya giderken Oğuztan'ın isteğiyle apartman Muharrem D,'nin üzerine kaydedildi. Ancak Muharrem D, bu apartmanı örgüte vermek istemedi. Örgütün, 'yediemin' olarak tabir edilen başka bazı kişiler üzerine de gayri menkullerinin bulunduğu biliniyordu.

    Cevap Yaz
  • Ali Asker Çataltaş
    Ali Asker Çataltaş

    ‘’Bir şiirinde ‘’güneş tutuldu utancından’’ derken biz insanlar utanmayı bilmiyorsak.
    Aklımıza geleni kalemimize aktarıyorsak bir kadın erkek ilişkisini bu kadar rahat sıkılmadan alay edebiliyorsak elbet güneş utancından kızaracak. Çünkü bizler utanmasını bilmiyoruz…
    Bir de şu bizim şak şakçılarımız olmasa var ya bizler nasıl o zaman bulutların üzerinde süzüle biliriz. Şimdi senin bu yorumcuların gök güzünde sana perde tutsunlar da sende bulutlarda süzül kutlarım senin şak şakçılarını’’

    Cevap Yaz
  • Sami Bağcı
    Sami Bağcı

    Hocam harika resmetmişsiniz duygularınızı ve arzularınızı... Kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Son derece usta bir anlatım. Kutlarım.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Ahmet Emer