Unutulduğun şehirler taşımıyor izlerini,
artık tartışılmıyor uçuk kaçık aşkların açık oturumlarda
her aşk kendi yalanını oynamakta.
Nerelerde diye bana soruyorlar seni.
İçimde olduğunu söylüyorum ama, anlamıyorlar.
Anlamasınlar, bilmesinler, sen bende kal;
mutlaka bende kalmalısın, ölmeliyim gözlerinde...
Ya da yüz sürmeliyim yüzüne, gamzen mahşerim olmalı.
Uyanmamalıyım bir daha,
sırıtarak kalmalıyım götürebildiğim bir kaç dişle!
Mümkünse yazılmamış bir öykümüz olmalı...
Bu şekilde ölürsem şayet, bir kitabe yazdırma kabrime, istemem,
çiçek tohumları gömme toprağıma,
karanlıklarımda korkularım var;
beni öldüren bedeninin kokusundan kusarım belki...
Yumsun herkes gözlerini, bir sen aç, bir sen bak!
Güneş senin gözlerinde açsın, sakınma bakışlarının ışıltısını!
Uyanmalıyım gözlerinde sabah mahmurluğuyla...
Saklayalım ağlayan gözleri karanlığa,
ikimiz de benim tanrıma secde edelim.
Ben, bir mum alevi eşliğinde yazılmış bir kaç itirafla
günah çıkartayım huzurunda...
Ellerine ellerimle teslim ettiğim her günahın sebebi kahırdır.
Canan suratı asık kadınım,
dua et,
sana çektirdiğim her kahır azad olsun!
Göz hapsinde tutma kendini!
Herkes kalsın, bir sen gel!
Saçlarını okşayan o temiz yağmura karışmalıyım
saçlarını ellerimle taramalıyım,
bir gümüş tarakla boyamalıyım perçemlerini kızıl şafağın renginde...
Islandığın kadar yağmuru akıtıyorsun, fazla değil,
benden sana söylemesi,
romatizmalı diz bağlarından rutubet kokarsın...
Kayıt Tarihi : 11.11.2015 17:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!