Sen Bana Yol Gösteren Işığımsın

Bedenimden bir türlü geçmeyen ağrımdasın sen
Pınardan içtiğim su dağlara yağan karsın sen
Gönlümün kıpırtısı kalemimin yazısısın sen
Yazılmamış sayfalar, okunmamış kitabımsın sen

Uykuya dalışım, uykudan uyanışımsın sen
Uyandığımda derinden aldığım nefessin sen
Mutlu anlarımda, çabuk geçen saatlerimsin sen
Ölürsem şayet mezarımın üstünde açan papatyamsın sen

Musalla taşında beklerken benim için akan gözyaşısın sen
Okunan dualar tokalaşan eller ve üzülen insanların üzüntüsüsün sen
Mezara bırakıldıktan sonra üzerime atılan toprağımsın sen
Benim için dağıtılan hayırların en güzelisin sen

Herkes gittikten sonra gelen sorgu meleklerimsin sen
Meleklerin yanındaki halim ve sorulara cevap veremeyişimsin sen
Sevgimin varlığı yüreğimin atışı gözlerimin bakışısın sen
Gönderilmiş ama sahibine henüz ulaşmamış mektupsun sen

Meydanlarda rastgele attığım naralarımsın sen
Düşündüklerimi sana açıklayamayışımsın sen
Evimin rengareng gül bahçesi ve kapımın anahtarısın sen
Zifiri karanlıklarda bana yol gösteren ışığımsın sen

Ayaklarımdaki takatim şah damarımdaki kanımsın sen
Ölümü bile düşünemediğim gençlik yıllarımsın sen
Bazen senin için yapmaktan çekinmediğim düşüncemsin sen
Bazende kabuğuna çekilmiş insanlardan ürkmüşlüğümsün sen

Bulutların olmadığı bir günde aniden yağan yağmurumsun sen
Çok soğuk bir kış gününde ortalığı ısıtan güneşimsin sen
Çok özgürce uçuşan nazlı çeşit çeşit kelebeklersin sen
Yuvasına ulaşmakta güçlük çeken yaralı dişi serçemsin sen

Hem çok çalışkan hemde çok ac gözlü olan karıncanın gayretisin sen
Muhabbet kuşunun kafesinde daldan dala sıçrayışı ve ötüşüsün sen
Özgür kalabilmek için çırpınan ama sevinci kursağında kalan bir canlısın sen
Sekiz şiddetindeki deprem sonucunda o yeri tasvir eden durumumsun sen
19/10/2003