Sen
Avuçlarımda bir parça,
Toprak kaldı;
Koskoca heybetten.
Yürüdüğünde yer sarsırılırdı.
En güzel mekanlar,
Huzura açılırdı.
Gökyüzünden bulutlar temizlenir,
Yıldızlar başına taç yapılırdı.
Ayağa kalktığında halılar serilir,
Güller döşenirdi yoluna.
Kuş tüyüydü yatağın.
Masadan eksik olmazdı,
Havyar, kuru üzüm.
Sazlar hep sana çalar,
Kızlar sana söylerdi.
Öksürmeye kalkma,
Ortalık karışırdı.
Bir başka havalıydın sen.
Yaşarken!
Giderken baktımda!
Ne kadar sessizdin.
Dört kolluda…
Aceleciydi bu sefer herkes.
Mırıldananlar bile vardı.
İki yada üç sıra idi,
Cemaatin.
Hey gidi hey!
Bir avuç toprak oldun.
Koskoca heybetten.
Çocukların bile ağlamadı.
Halbuki onlar için, her zaman,
Bir nefestin sen.
Ya karın;
Yatağı paylaştığın.
Dertleri ve kederleri!
Kaşı gözü ve makyajı,
Yerindeydi yine o gün.
Ben ise ağladım uzakta,
Gizlice ağacın altında.
Çok istedim;
Son kez kapanmak vucuduna.
Gözyaşlarımı akıtmak istedim.
Tükeninceye kadar,
Göz pınarlarım,
Bakmaya doyamadığın;
Mavi gözlerimden.
Bedbah edilmiş bir ömrün mimarına,
Son kez teşekkür etmek istedim.
Seni ben sevmiştim gerçekten,
Sen beni sevmesen bile.
Bak şimdi arkanda;
Gerçek olarak bir ben kaldım.
Biliyorum …sus!
Artık seni dinlemeyeceğim.
Hep ağlayacağım,
Seni anacak,
Hatıranı,
Ben yaşatacağım.
O koskoca heybeti,
Unutturmuyacağım.
Yatağım hatıranla kalacak.
Hatıranla kalkacağım.
Büsemi kondurup yanağına,
Hergün seni uğurluyacağım.
Her pazar mezarında;
Saatlerce … saatlerce…
Ağlayacağım.
Kayıt Tarihi : 18.11.2004 12:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!