Bu dünya bana dar deyip isyan eden yüreğime rağmen,
Sürekli ufka, umuda dikilen gözlerimsin sen…
Göğsümü kor etmiş sönmek bilmeyen hasretini,
Söküp atmak için parçalayan ellerimsin sen…
Tavana dikili bakışlarımdan sonsuz bir güç alarak,
Hayalini gerçekmiş gibi sarmalayan kollarımsın sen…
Bilirim pek sevmezsin derin derin çektiğim sigaramın,
Dumanının ağzımda bıraktığı o tarifsiz tatsın sen…
Aç, susuz geçersin diye beklediğim düş sokağında,
Ekmeğime katık diye bandığım tuzumsun sen…
Hediyesini kucağında sımsıkı tutan çocuk misali,
Yüzümde gülücükler açtıran sevincimsin sen…
Her seferinde ilk defa uzaklaşır gibi gönül yuvasından,
Tepemden salkım saçak dökülen hüznümsün sen…
Kaf Dağında bir masal, bu masal da sen ve ben,
İnanmayacaklar diye korktuğum telaşımsın sen…
Şiir gibi yüzün göğsümde yaslı düşlere daldığım,
Geceme ay, günüme güneş, yoluma ışığımsın sen…
Huzurum, tek dileğim,
Hiç sönmeyecek yangınım, attığım her adımım,
Kimi zaman yakarışım,
Kimi zaman hıçkıra, hıçkıra ağlayışım,
Her şeyimsin sen…
Her şeyimsin sen…
Kayıt Tarihi : 26.5.2022 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şubat 2022
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!