7 Nisan 1932 - 7 Haziran 2012
Sen: Çamlı dağlardan ağaran şafak...
Sen: Duru göllerin nilüferisin.
Sen: Engin ovada sararan başak...
Sen: Umut kaynağı, alın terisin.
Sen: Gökte yıldızsın, uykularda düş...
Sen: Yeşil ekinsin, sen beyaz gümüş..
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
karakoç usta da mı sınıfta kaldı:)
yine boş yapmışsın bunak:)
Çok affedersiniz sayın baş müşavir ve baş münekkit. Bir şiire yorum yapmak için sizin yüksek müsaadelerinize başvurmadan hareket ettiğim için lütfen bana çok fazla suçlamada bulunmayın! Oldu bir kere beyim. Malum beşer şaşarmış. Yaptık bir hata işte. Yüksek affınıza sığınıyorum ağam!
Ben: Karlı dağların deli rüzgârı..
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım.
Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı...
Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım.
Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban...
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban.
Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban...
Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım.
Ben: çürük bir gemi aşk denizinde..
Ben: Yağmur damlası dostun izinde.
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde...
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım.
Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe...
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım.
Ben: Gönlü aklına uymayan deli..
Ben: Az düşünceden doymayan deli.
Ben: Beni ben diye saymayan deli...
Bırakın, ben benden uzaklaşayım.
Abdurrahim Karakoç
Mükerrer olarak günün şiiri seçilen bu şiire biz daha önce gereken yorumu yapmışız ve ( bazı peşin hükümlüler ve de yağcılar hoşlanmasalar da) dediklerimizin aynen arkasındayız.
karakoç usta da mı sınıfta kaldı:)
yine boş yapmışsın bunak:)
Muhteşem
Güzel Şiir. Şairi rahmetle anıyorum.
Muhteşem güzel bir şiir. Şairi rahmet ve saygıyla anıyorum. Ruhu şad olsun...
Saygıyla rahmetle anıyorum ozanı
Bir işte mübalağa etmek, gözlere güzel, kulaklara hoş, hislere okşayıcı gelse de, gerçekte yani indi ilahide pek na-hoştur. Çünkü mübalağa/abartı, yalanın, yanlışın ve tezviratın mukaddimesidir. Allah-c.c- ise, asla ve kat'a, şer'i, fıtri ve makul ölçüleri aşanı sevmez. Şair demek, elbette allem-i cihan demek değildir. Keşke şairler önce Kur'ani ve Nebevi ölçüleri öğrenseler sonra şairliğe soyunsalardı ama ne yazık ki, - istisnalar hariç- bizde henüz böyle bir erdemli davranış söz konusu değil. Dolayısıyla da, şair çok meşhur olsa da, dini ve edebi ve de tıbbi kıstaslarda birçok yanlışa imza atabiliyor ki, merhum Karakoç da, onca eserine rağmen, hala Aşk'ın ve Sevda'nın ne manaya geldiğini öğrenememiş. Halbuki ilim, beşikten mezara kadardır ve bu kadına da, erkeğe de farzdır.
sen hala şiirle ayeti, realiteyle ideal olanı, sapla samanı ayıramıyorsun. 8 yaşında bir çocuk senden daha akılcı yorumlar yapabilir.
“ ‘Sen’e doysun da şiir; Sevgili, sana da ben doyayım ! ”der gibi…
Belki alışılagelmiş bir tebrik şekli olacak ama üstadım;gerçekten yüreğinize sağlık kaleminiz dert görmesin..11'li hece ölçüsü şeklinde yazılmış bu şiiriniz çok hoşuma gitti.. ve bu kadarmı bir hece kalıbı güzel ve yerinde sözcüklerle ortaya konulur..
hele şu mısralara hayran kaldım üstadım. Muhabbetle...
Sen: Her güzelliğin canlı sergisi
Sen: Kalp yarasının em'i, sargısı...
Sen: Benim dileğim, Hakk'ın vergisi..
Sen: Gönlümde saplı aşk hançerisin
tebrikler yasemin hanım.
bir şiir yorumu ancak bu kadar zarif ve bilgiye dayalı olabilirdi.
teşekkür ediyorum size
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta