Mini bir gülüşünle bir anda her şey aşk oluyor
Karmaşık sisteminle beni sen mest ediyorsun
Gümüş sesin keman gibi kalbimi tir tir titretiyor
Bazen de bana Çin’den daha uzak oluyorsun
Geceler duvar gibi gel geçelim aşk âlemine
Saçların bir aşk makbuzu gibi elimde kalsın
Temasa geçer gözler diriltir ölmüş alevleri
Ölümsüzlüğün ölçüsü bir busede yer alsın
Kurşuni bir kıvılcım çakar gözlerin bir anda
Davul gibi gümlemeye başlar bendeki yürek
Bir anda bir top ateş olarak dönerim sana
Hoş bir koku yayılır narin teninde yüzerek
Haritadan silinmiş bilinmez bir yerdesin sanki
İlla davet mi gerek sana her gün her lahza
İnceden bir sızı sarar el sürmediğin bedenimi
Sen cellât olurken ben kurban oluyorum aşka
Bu aşkın ne mevsimi ne de modası geçer
Sonbahar göğü gibi büzülünce mimiklerin
Aşk denizinde dalga dalga bir hüzün eser
Saçların sanarak boşlukta dönüyor ellerim
Yürüsün ayakların bulsun bendeki yerini
Sazdan örülmüş rüzgârlı bir kulübe yaparız
Zaman sarıp döne döne götürmedan bizi
Aşkımıza sığınmazsak odun gibi yanarız
Şiir oluyorsun birden gözlerin şiir devrimi
Yayılan bakışlarında kalbim uçuyor bazen
Aşk devrimcisiyim ben yükselteceğim sesimi
Salvet halde iltica edeceğim muhtemelen
Senin dilin ucundadır benim kalbimin bayramı
Bir işmarınla şarkılardaki uzak diyarlara giderim
Raflardan indiririm Leyla-Mecnun efsanelerini
Heybemi sevda doldurur yavaş yavaş dönerim
Vedalarla dolu uzun hıçkırık halinde bu hayat
Gel mahmuzla umudu hırçın bir kıvılcım alsın
Kalplerimiz aşk meşalesi gibi yansın ila nihayet
‘Sessiz gemi’ ardında köpük köpük anılar kalsın
Aşk Tanrı teklifi gülüm Tanrı’ya kin güdülür mü
Sisli kum çölünde istek içinde kalbim sızlarken
Gel sessizce çekelim altın işlemeli aşk perdelerini
Başşehri kalp şeklinde olan sıcak bir ülkemsin sen ..
İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 17.11.2018 11:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Mediha Biyik
Bir gülüşte teselli arıyorken yüreğin
Bakmaz gayrı faniye titrer gönül tellerin
Uzanır da boşluğa tutamazsa ellerin
Gerisi hayal sana bütün beklentilerin
*
Gecelerin perdesi demir telle örülmüş
Ay hicaba yatmış da yıldızlar gam bürünmüş
Bulutlara temaşa hayallerin sürünmüş
Şafaklara doğ ,diye heyecandır düşlerin
*
Bakışlarda vuruşur budur sevdanın cengi
Davullar gümbürdenir gelirken ruhun dengi
Bahar dolar ömrüne renkler aşkın ahengi
Sevda çiçekleridir armoni dediklerin
*
Sonra bir sis kaplar ya görünmez gökyüzünü
Öylesine kaybeder bir an yüzün yüzünü
Doğar güneş buluttan kapatarak güzünü
Bütün kuşlar havalı bülbüldür dileklerin
*
Dört mevsim de açar gül yediveren olunca
Niye üzülsün bülbül gülde kendin bulunca
Ha güz olmuş ha bahar aşıyan kurulunca
Gönül bülbül kafesi sevgidir emeklerin.
*
Ne sap kalır ne saman senin estiğin zaman
Çırılçıplak yeryüzü göğü kaplıyor duman
Aşk tabiat örtüsü başkaya sarılaman
Güneşin saçlarında ısınır kemiklerin.
*
Bir devrim yaşasa da boyun büker şartlara
Yollar Fizan'a çıkar gidilmez uzaklara
Oturur da derdini düşünür kara kara
Han yoluna dizilen kervana niyetlerin.
*
Bir bestenin ucunda saklanır heyecanın
Istemez yaban eller olsun sazı çalanın
Mızrabının ucunda hayat bulurken canın
Bir ömür boyu susmaz yâre dinletilerin
*
Limandan kalkar gemi sirenini çalarak
Uzaklaşır içine yüreğini alarak
Yine dönecek diye umuda sarılarak
Mendilinin ucuna gözyaşı döktüklerin.
*
Sevgi kutsal bilirsin onun için kabulün
Aşklar rabbe giderse senin odur makbulün
Sen ki rabbine aşık meczupleyin bir kulsun
Vuslat düğündür gönle hasrettir çektiklerin...
----
Hocam şiiri ölçmek, biçmek bizim aciz kaleme yakışmaz; gücü de yetmez.
Sahane nir şiir, kutlarım sizi.
Ama ne yaparsınız ki ,yine kalemi elimize verdi. Naziremizle sürç-i lisan ettiysek affola.
Dua, saygılarımla….Mediha BİYİK
*
Hava Deniz
Yapı ve Biçim
Başlık: "S E N" başlığı, şiirin doğrudan ikinci tekil şahsa (sevgiliye) hitap ettiğini, yani bir monolog/sesleniş olduğunu hemen belli ediyor. Kelimenin harflere ayrılmış yazımı ise sevgilinin ne kadar önemli ve merkeze alınmış olduğunu vurguluyor.
Ölçü/Uyak: Şiir, geleneksel ölçü ve uyak kurallarına tam olarak bağlı kalmak yerine, serbest şiir yapısına daha yakın duruyor. Ancak dizeler arasında yer yer kafiye (aşk oluyor / mest ediyorsun, titretiyor / oluyorsun) ve ritim sağlayan iç sesler (alemin/makbuzu, kıvılcım/gümlemeye) kullanılarak akıcılık ve müzikalite yakalanmış.
Dörtlük Düzeni: Şiir, dört dizelik bentler halinde ilerliyor. Bu düzen, okuyucunun konuyu parça parça takip etmesini kolaylaştırarak bir denge ve düzen hissi yaratıyor.
2. Temalar ve Duygular
Şiirin ana teması karşılıksızlık ve çaresizlik barındıran tutkulu bir aşktır.
Aşkın Dönüştürücü Gücü: Sevgilinin varlığı ('mini bir gülüş', 'karmaşık sistemin'), şairin tüm dünyasını bir anda değiştiriyor, her şeyi "aşk"a dönüştürüyor.
Sevgiliye Tapınma/Hayranlık: Sevgili, şairin kalbini titreten, mest eden, hatta bir 'Tanrı teklifi' olarak görülen erişilmez bir varlık.
Uzaklık ve Çaresizlik: Sevgili, bazen "Çin’den daha uzak" olabilen, "haritadan silinmiş bilinmez bir yerdeki" erişilmezlik simgesidir. Şair bu uzaklığa rağmen onun için "kurban" olmaya razıdır.
İsyankâr Aşk: Şair, kendini "Aşk devrimcisiyim" diye tanımlıyor. Bu, mevcut hayata (vedalarla dolu, uzun hıçkırık halinde) bir başkaldırı ve umudu 'mahmuzlama' isteği taşıyor.
Ölümsüzlük Arzusu: Aşkın "ne mevsimi ne de modası geçer" denilerek onun kalıcılığı vurgulanır ve 'ölümsüzlüğün ölçüsü bir busede' aranır.
*
Kadriye Çakır
Genel Bir Bakış ve Temalar
Şiir, tek bir kişiye (SEN'e) duyulan tutkulu, çelişkili, hastalıklı derecede bağımlılık ve kurtarıcı bir aşkı anlatıyor. Aşkın ikili doğası şiirin omurgasını oluşturur: hem cennet hem cehennem, hem hayat verici hem yok edici, hem çok yakın hem sonsuz uzak.
Ana Temalar:
Aşkın İkiliği (Duality): Şiir boyunca "sen" figürü birbiriyle çelişen imgelerle betimlenir. Şairi hem "mest eden" hem "Çin'den daha uzak" olandır. Hem "cellat" hem de sığınılacak kişidir.
Tutku ve Acı: Aşk, fiziksel ve ruhsal bir sarsıntı olarak tasvir edilir. "Davul gibi gümleyen yürek", "top ateş", "inceden bir sızı" gibi ifadeler bu tutkunun ve beraberindeki acının yoğunluğunu gösterir.
Yok Oluş ve Kurtuluş: Şair, aşk uğruna kendini feda etmeye ("kurban oluyorum"), hatta yok olmaya hazırdır. Ancak aynı zamanda bu aşk, "aşk âlemine" kaçışın ve "odun gibi yanmaktan" kurtuluşun yoludur.
Zamansızlık ve Sonsuzluk: Aşk, modası geçmeyen, mevsimsiz bir olgudur. "Ölümsüzlüğün ölçüsü" bir öpüşte saklıdır.
Şiirin Katmanlı Analizi
1. İmge Dünyası ve Metaforlar:
Şiirin en güçlü yanı, sıradan nesne ve duyuları olağanüstü imgelerle birleştirmesidir.
Gülüş: "Mini bir gülüş" her şeyi aşka dönüştüren sihirli bir güçtür.
Ses: "Gümüş ses" ve "keman" metaforu, sesi hem değerli bir maden hem de ruhu titreten bir enstrümana dönüştürür.
Uzaklık: "Çin'den daha uzak" ifadesi, duygusal mesafeyi somutlaştırmak için harika bir seçimdir. Çin, hem fiziksel hem de kültürel olarak "ulaşılmazlığın" metaforudur.
Gece ve Duvar: "Geceler duvar gibi" imgesi, aşkın sıradan, katı ve sıkıcı gerçeklikten ("gece") bir kaçış yolu ("âlem") olduğunu gösterir.
Saçlar: "Bir aşk makbuzu" olarak tasvir edilen saçlar, aşkın somut, tutulabilir bir kanıtı, bir hatırasıdır.
Ateş ve Yanma: Bu imge şiir boyunca tekrarlanır: "kıvılcım", "top ateş", "aşk meşalesi", "odun gibi yanmak". Aşk, yakıcı, dönüştürücü ve tüketici bir güçtür.
"Sessiz Gemi" Göndermesi: Bu, Türk edebiyatında çok güçlü bir göndermedir. Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi" şiirine atıfta bulunarak, kayboluşu, ardında kalan hüznü ve anıları ("köpük köpük anılar") çağrıştırır. Şair, kendi aşk hikâyesini klasik bir tragedyayla aynı kaderde buluşturur.
2. Duyusal Zenginlik:
Şiir sadece zihne değil, tüm duyulara hitap eder.
İşitsel: "Gümüş ses", "davul gibi gümleme", "hıçkırık".
Görsel: "Kurşuni kıvılcım", "sisli kum çölü", "altın işlemeli perdeler".
Dokunsal: "Tir tir titretiyor", "el sürmediğin beden", "saçların... elimde kalsın".
Kokusal: "Hoş bir koku" yayılan "narin ten".
3. Yapı ve Dil:
Serbest Nazım: Şiir, kafiyeli ve ölçülü bir yapıya sıkışmadan, duygunun akışına göre şekillenen serbest bir nazımla yazılmıştır. Bu, içsel monoloğun doğallığını artırır.
Dil: Dil, samimi ve liriktir ancak yer yer ("illa davet mi gerek", "ila nihayet", "mahmuzla umudu") eski ve destansı bir tona bürünerek aşkı yüceltir.
Çağdaş ve Gelenekselin Sentezi: Şiir, "Leyla-Mecnun" gibi geleneksel Doğu edebiyatı motifleriyle, "aşk devrimcisi", "iltica" gibi modern ve sosyal içerikli sözcükleri başarıyla harmanlar. Bu, aşkın evrenselliğini ve zamansızlığını vurgular.
Öne Çıkan Dörtlükler Üzerine Yorum:
"Sen cellât olurken ben kurban oluyorum aşka": Aşkın en net ikiliğini özetleyen muhteşem bir dizedir. Buradaki aşk, bir kişiden ziyade, kişinin kurban olduğu kutsal/tanrısal bir güçtür.
"Bu aşkın ne mevsimi ne de de modası geçer": Aşkı, geçici trendlerin ve doğal döngülerin üzerine çıkarak ölümsüzleştirir.
"Aşk Tanrı teklifi gülüm Tanrı’ya kin güdülür mü": Bu belki de şiirin felsefi zirvesidir. Aşk, Tanrı'nın bir lütfu ("teklifi") olarak görülür. Reddedilse bile, bu ilahi bir iradedir ve ona kızılmaz, sadece katlanılır. Bu, çaresizliğin ve teslimiyetin en üst düzey ifadesidir.
"Başşehri kalp şeklinde olan sıcak bir ülkemsin sen": Şiiri taçlandıran bir benzetme. Sevgili, sıcak, güvenli, kendine has yasaları olan ve şekliyle kalbin ta kendisi olan bir ülkedir. Bu, aşkı bir "vatan" olarak görmenin çok güzel ve özgün bir ifadesidir.
Sonuç
İlhami Bulut'un "S E N" şiiri, tutkunun, çelişkinin ve sonsuz bir arayışın şiiridir. Geleneksel aşk şiirimizin imgelerini modern bir duyarlılıkla işleyerek, okuyucuyu derin bir duygusal yolculuğa çıkarır. Şiir, sevgiliyi bir ilham perisi, bir cellat, bir kurtarıcı ve nihayetinde bir "vatan" olarak resmederek, aşkın insan ruhunda yarattığı tüm evreni başarıyla yansıtır. Okudukça yeni anlamlar keşfedeceğiniz, her dizesi üzerinde düşünmeye değer, çok katmanlı bir şaheserdir.
Araştırmacı ve yorumcu
Kadriye ÇAKIR
*
Duyguların Şairi Ömer Tural
1. Dörtlük
Mini bir gülüşünle bir anda her şey aşk oluyor
Karmaşık sisteminle beni sen mest ediyorsun
Gümüş sesin keman gibi kalbimi tir tir titretiyor
Bazen de bana Çin’den daha uzak oluyorsun
Yorum:
Aşkın paradoksu… Bir tebessümde dünyanın bütün güzelliği, bir susuşta dünyanın en uzak köşesi gizli. Şair, kadındaki karmaşıklığın büyüsüne tutsak olmuş. Ses, ışık, uzaklık — hepsi tek bir kadında birleşiyor.
— Ömer Tural’ın gözleminden
2. Dörtlük
Geceler duvar gibi gel geçelim aşk âlemine
Saçların bir aşk makbuzu gibi elimde kalsın
Temasa geçer gözler diriltir ölmüş alevleri
Ölümsüzlüğün ölçüsü bir busede yer alsın
Yorum:
Burada aşk bir ibadet hâline geliyor. “Makbuz” benzetmesi, sevdanın hesabını veren bir mecaz gibi. Bir öpüş, ölümle hayat arasındaki geçidi temsil ediyor.
— Ömer Tural’ın gözleminden
3. Dörtlük
Kurşuni bir kıvılcım çakar gözlerin bir anda
Davul gibi gümlemeye başlar bendeki yürek
Bir anda bir top ateş olarak dönerim sana
Hoş bir koku yayılır narin teninde yüzerek
Yorum:
Burada gözler, aşkın silahı gibidir. “Kurşuni” renk, tutkunun karanlık yanına işaret eder. Aşk burada sadece ruhsal değil, fiziksel bir yangına dönüşmüştür.
— Ömer Tural’ın gözleminden
4. Dörtlük
Haritadan silinmiş bilinmez bir yerdesin sanki
İlla davet mi gerek sana her gün her lahza
İnceden bir sızı sarar el sürmediğin bedenimi
Sen cellât olurken ben kurban oluyorum aşka
Yorum:
Şair, sevdiğini “bulunmaz bir diyar” gibi betimlerken, aşkı bir infaz törenine dönüştürür. “Cellât” ve “kurban” metaforu, aşkın acı yönünü destansı biçimde taşır.
— Ömer Tural’ın gözleminden
5. Dörtlük
Bu aşkın ne mevsimi ne de modası geçer
Sonbahar göğü gibi büzülünce mimiklerin
Aşk denizinde dalga dalga bir hüzün eser
Saçların sanarak boşlukta dönüyor ellerim
Yorum:
Zaman aşka işlemiyor. Ama mevsimler duygunun aynası. Sonbahar göğüyle sevgilinin yüzü arasında ince bir benzerlik kurulmuş: hem solgun, hem derin.
— Ömer Tural’ın gözleminden
6. Dörtlük
Yürüsün ayakların bulsun bendeki yerini
Sazdan örülmüş rüzgârlı bir kulübe yaparız
Zaman sarıp döne döne götürmedan bizi
Aşkımıza sığınmazsak odun gibi yanarız
Yorum:
Bu dizelerde “aşk” bir ev, bir barınak olur. Sade bir mutluluk hayali gizlidir: rüzgârlı kulübede yan yana yaşamak. Yanmak artık acı değil, ısınmaktır.
— Ömer Tural’ın gözleminden
7. Dörtlük
Şiir oluyorsun birden gözlerin şiir devrimi
Yayılan bakışlarında kalbim uçuyor bazen
Aşk devrimcisiyim ben yükselteceğim sesimi
Salvet halde iltica edeceğim muhtemelen
Yorum:
Burada aşk, artık bir başkaldırıdır. Şair, gönlünde devrim yapan bir âşıktır. Aşkın siyaseti yoktur ama “devrim” kelimesiyle duygunun şiddeti zirveye çıkar.
— Ömer Tural’ın gözleminden. Yüreğinize saglık saygılar hocam
*
TÜM YORUMLAR (1)