Kelimeler, bazı anlamlara gelmiyor diyordu şair…Şimdilerde bu cümleyi haklı çıkarıyorum kendi içimde. Saatler ve akabinde ilerleyen günler içinden; içinde sen olan her dakikayı ve sözü ayıklayıp aynı yere koyuyorum gönlüm içi ve gözüm önü olsun diye…Hem en içimde olup hem de gözümün önünde olabilmeni sayısız meziyetlerine yoruyor hayranlığımı yineliyorum…
Zihnim kayıp eşyalar odası gibi; birbiriyle alakalı alakasız bunca şeye ev sahipliği yaparken gülüşüne rastlıyorum zaman zaman…onca şey diyorum sonra nasılda anlamını yitiriveriyor bir sen varmışçasına.
Sonra bir başka şair daha ne güzel tercüman oluyor burada; yaşımdan yorgun yaşımdan telaşlıyım bugünlerde diyerek…Herkesin hikayesi başka derler oysa okuyunca benzer sızılar dökülmüş dizelere…Şimdi bir sen diyorum ta içimden nefesimle bin sen oluyor, bende ki bunlarca sen yine de bir ‘sen’ etmiyor…
Düşünüyor içinden çıkamıyorum, elbette biliyorum bu tür meselelerde birkaç adım geri çekiliyor aklımız; nasıl da aciz ve de nasıl korkak…Bu kapılış biraz Tanrı inancını andırıyor bana…Nasıl varlığına hep çok kabulken hem de daimi bir sorgulama, süregelen mantığa uyarlama çabası ile gitgide kayboluyorsun…bak işte tam bu nokta, bu bendekine cevaben bir şey bulamıyorum. İçimde hem müthiş bir kapılma arzusu hem de kaçma isteği varken ismini ismime yakıştırıp duruyor yüreğim…Öyle bir çıkmaz işte…çıkasım yokmuş gibi.
İsteyince iki zeytin bir ekmekle öğün geçirirken, içimdeki bizi tam etmeye ne zihnimdeki hatıran ne de suskunluğun yetmiyor. Nefesini duyduğum ana saplanıp kalmak isterken yüzüme çarpan uzaklığın gözlerime hüzünlü bir tebessüm bırakıyor… Dokunup ezberime hapsedercesine içime aldığım her zerreni hayale meylediyorum…Gözlerini, kirpiklerini,
Saçlarını onların yüzünle birleştiği çizgiyi, burnunu, dudaklarını... Sonra hepsinden kıskanıyor, onlar kadar yakın olamadığımı anımsayıp bir bir imreniyorum hepsine. Düşkünlüğünü sezdiğim yalnızlığını düşman belliyorum kimi anlar…Gün olur bana tercih edilir kaygısıyla tamamlıyorum uyku öncesi düşün işlerimi…senden uzakta aldığım nefeslere kıymet dökesim gelmiyor tıpkı da oldukları gibi alelade benim değilmişçesine sahiplenmeden alıp veriyorum…
Her koşulda neyse deyip yarım bırakıyorum…Zorlar yetersiz işte, neden buradayımlara neden oradasınlara sayıp sövüyorum. Üzerimde geç kalmışlık hissiyatları, senden bi haber geçen zamanları düşünüp varlığımı hiçe sayıyor bir tek bu noktada aklım ve yüreğimi hemfikir ediyorum…Tekrarına düştüğüm hatalara baktıkça, seni görememiş olmalarından gözlerimi; bulamamış olmaktan yüreğimi suçluyor, cezalar kesiyorum.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta