İlkinde tanıyamadım seni
bakışımı kaldırıp yüreğine baktığımda
sen de bir durgunluk,
kaçamak bakışlar vardı.
yüzünü belirsiz düşünceler sarmıştı.
yanındaki küçük çocuğu sormuştum.
sen ise yeğnim demiştin.
elinde,parmağında, kulağında
ne bilezik,ne yüzük, ne de küpe...
umutlandırmıştı senliğimi
ama o başındaki nakışlı tülbent...
en büyük işaretti,
sensizliğin kapılarını bana ardına kadar açan.
aramızda bir-iki metre uzaklık olsa da
ruhumuz uzaklaşmıştı birbirimizden habersiz
mevsimlerimiz farklılaşmıştı da
ben yine baharı bekler bir tavırdaydım
oysa bilmeliydim senin başını eğmenden
sen zemheri kışlar yaşarken
beni güneşe tutsak düşürdüğünü
arada bir gelgitler olsa da içimizde
uzaklara bakan düşüncelerinde yatıyordu
başka tenin kokusu....
...tecahül-i ariflere sığınmıştım
o yüzden soramamıştım evlendin mi diye
kalbim, dilime parangalar vurmuştu.
ben ise sadece baban nasıl diye sormuştum
sen de çalışıyor diye geçiştirmiştin.
bir şeyler söylemek istedimse de
yüreğimdeki tufanlar bırakmadı gerçeği bilmemi
....belki de gerçek
bir tufanla sona erecekti.
Abdulkerim ERKEK
Abdulkerim ErkekKayıt Tarihi : 7.8.2011 13:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!