Bir çift söz tutuşturmuşum yüreğimle ellerime… Yar’a sunmuşum. Bilmemiş yüreğimin dillerini. Acımışım, kanamışım.
Gözlerimin ışığını diriltmişim yeniden yar için, tüm açık yaralarımın üzerine yar’ı basmışım aşk ile. Kahrıma sinen hüzün kokularımı bahar rehalarıyla takas etmişim. Alnımdaki anlamsız yazıyı değişir sanmışım; yanılmışım, yine yanmışım. Yani hala sırıl sıklam safmışım.
Canlarımı acıttığım her inanışımın altında kendimi bırakmışım. Tüm acılar mutluluğa dönüşür sihirli bir yürekle sanmışım. Bir fiske umut koyup avuç içlerime kendimi yanıltmışım.
Yıllarca içimin alevlerini kendi nefesimle korlamışım. Güvendiğim dağlara hep karlar yağmış, bile bile o dağlarda yaşamışım. Gözlerim bulanık, kirpiklerim diken diken binlerce sabah kendi yalnızlığıma uyanmışım. Ve en çok sana inanmışım, sen ki her deniz gördüğümde andığım. Şimdi senin kıyılarında ayak izleri yalnızlığımın.
Oysa her şey çirkin ve kötüyken ben bir tek sende güzeli düşlemişim. Tekrarlara inanmışım seninle. Tekrar insanın varlığına, adam gibi duruşlara, sevilmenin sıcaklığına, sevmenin kutsallığına sığınmış yüreğim seninle. Sen misafir olduğun tüm uykularımda bana güven vaat eden. Bunca yıldır yanında huzuru hissettiğim tek var. Sen gecemin karanlığını aydınlatan meleklerle her gece yollarına dualar yolladığım. Ben bir tek sende kırmamıştım kendimi. Bu gün onu da yapmışım.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış