Şems Gök Şiirleri - Şair Şems Gök

illaki ebabil kuşlarının siccilden taş atmasınımı beklememiz gerek.. kutsal değerlerimizi yıktığımızı farketmemiz için?

hani öyle dostlar vardır ya, saatlerini uykunun en tatlı yerini bölen vakte kurarlar..ama ne hikmetse saatleri çalmadan uyanırlar, çünkü çok ihlasla ve istekle kurmuşlardır.. gören deli der, o saatte uykuyu bölene.. ama bilmezler ki aslında En Güzel'in huzuruna vardıklarını... işte o dostlar Dostlarını bulduklarında, açarlar avuçlarını.. bulutlandırırlar gözlerini, ve akıtırlar kendilerini cehennemden koruyacak olan yağmur damlalarını.. ve ederler tevbelerini, içten gelen cümlelerle... ve Yüce Dost çevirmez dostlarının isteklerini... işte bu mübarekler varya azizim, işte bu Dost'un dostları hatırına belki, başımıza yıkılmıyordur; alıp başını giden dünya...

şairin dediği gibi, sen bunalınca Mekke den Medine ye giderdin, ben nereye gidebilirim Ya Rasulullah... hic bir yere.. yine yatağımda başımı kaldırdım gözlerimi duvara diktim ve daldım iç alemime.. geceyi sevmiyorum, her geçişimde hüzn yakalıyor beni..
aslında 5 senedir kara kutuyla aramız limoni, ne o beni ne ben onu severim, yurtta bile yüzünü görmemek için sırtımı dönerim ama sesi kulaklarıma ilişiyor ne yazık ki, öğrendim ki, uzun bir zamandır ülkede manevi zelzele varmış, siyasetle aramızda uçurumlar olsa bile bizde etkilendik..
ne hırs Rabbim? hem kutsal beldeler, hem bütün dünya hem bizim ülke onların ellerinde... desene işgalciler yine iş peşinde.. beyaz saraya haber salmışlar, ordakilerde adamlarını bize yollamışlar.. baktılar ki dıştan olmuyor bizi içten içe yok etmeye başladılar.. heyhat ki kandık sinsi planlara..
efendim uyanalım artık, tehlikeli uykuya daldık...
73 fırka meselesini yanlış yorumlamış millet besbelli, orada kastedilen ehli sünnetin bir kolu değildi ki, biz ne yaptık, ocu bucu deyip hor gördük kardeşimizi..
efendim görüyorum maske takmış şu adam, dost gibi görünüp elinde hançer size doğru geliyor, nasıl olur? neden sizde görmüyorsunuz benim gördüklerimi? açın artık lütfen açın kapanmış gözlerinizi, nerden çıktı hakikate mani olan şu perde?

iman nedir bilirmisin azizim?
hani İbrahim (as) misali, sadece hakla beraber olunca Hakk'la beraber olmak değil, belki bir çölde yapayalnız kalıp Hakk'a tevekkül edip serinlik ve esenlik beklemektir....

hani ölümü şöyle bi tefekkür edince korkarsın ya can... hani sepetin boştur, günahın boldur ya.. belki korkmak hafif kalır titremek gerek...

bazen efkarlanır insan,
dünya maşakkatlerinden kurtulmak ister..
kimisi biner şiir Burağına...
yükselir manevi alemlere...
ve dalıp dalıp gider şiirler diyarına..
kimisi de yelken açar şiir deryasında... kaybolur şiirlerde...

ey 11 eylül durgun durgun bakma.. ne sen ne ben suçluyuz.. ama ikimizde.. üzgünüz, kırgınız.. neden mi üzgünüz? sen suçsuz olduğun halde hep "kötü gün, kara gün" olarak yâdedileceksin.. bende üzgünüm.. çünkü, o gün alemlere rahmet olarak gönderilen Gül'ün tebliğ ettiği dine kara çalındı.. o gün binlerce masum kişi bu oyuna alet edildi, boş çıkarlar için binlerin canına kıyıldı.. ey 11 eylül burada hesap adaletsizdir lakin mahkeme-i kübranın hesabı adildir oda karibdir..

Masum bir tırtıl misali; yaşatmak için var olmak.. Bu canı O'nun yolunda feda etmeyeceksek; bu canın ne kıymeti var.. Söylermisin azizim?

hani Sultan İbrahim'e (as) yavrunu feda et demişti halilullah da canından vazgeçip kurban etmeye kalkmıştı ya.. aynı Sultan bize infak et diyor ama malı feda edemiyoruz... demek ki atalarımızın "cana geleceğine mala gelsin" sözü buharlaşıp uçuvermiş dost..