Semra Dereli, İstanbul doğumlu Şair, Yazar. Uluslararası yayın olan Keyfood Magazine ve aktüel magazin dergisi Tatlı Hayat'ta, TASSA Havayolları Kabin Memurları Derneği yayını TASSA Extra’da Genel Yayın Yönetmenliği yaptı. Üç dergide de çok sayıda yazı ve röportajları yayınlandı. TALPA Türkiye Havayolları Pilotları Derneği yayını Kokpit'ten Bakış dergisinde yazıları yayınlandı. Sivil Havacılık dergisi B Kapısı’nda yazmaya başladı.
TV programı "Uçuş Keyfi"nin internet portalında, haber sitesi Airkule’de yazılar yazdı. Scala Yayıncılığın web sitesi Scala Kitapçı’da makaleleri yayınlandı.
2003 Yılında Şair, Ozan ve Yazarlar Kültür Derneği’ tarafından “Baba” ve “Kırık Ayna” isimli şiirleri ödüle layık görüldü.
Antalya Sanatçıları Derneği ANSAN’da tuval üzerine şiirlerini yazarak tasarladığı şiir tablolarının sergilenmesi, 3.Uluslararası Lale Festivali - Laleler Heykel ve Tasarım Sergisi’ne üç boyutlu lale üzerine şiir çalışmasıyla katılması, havacılık camiasında çalışan sanatçıları buluşturan “Uçuşan Renkler Karma Sergisi”ne şiir tablolarıyla iştirak etmesi şiiri üç boyutlu ifade etme çabasının örneklerindendir. “Lalelerin Şairi” olarak anılması festivale katılan 75 sanatçı arasında tek şair olması ve lale figürü üzerine şiir yazması sebebiyle olmuştur.
Edebiyat çalışmalarının yanı sıra özel üniversitelerin Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Bölümlerinde Öğretim Görevlisi olan Dereli, evli ve iki çocuk sahibidir.
Yazarın Yayımlanmış Yapıtları:
Buzdan Hayal Miydi Sevdam (Akdeniz Kitabevi/Scala Yayıncılık)
Akdeniz Fahişesi (Scala Yayıncılık)
Kaç Defa Unutmalı Seni (Scala Yayıncılık)
Hilaf(Kanguru Yayınları)
Tek Kanatlılar (Aktif Yayıncılık)
Sanatçı hakkındaki detaylı bilgiyi www.semradereli.com adresli web sitesinden edinebilirsiniz.
Kaynak: www.Scala.com.tr
Eserleri
Buzdan Hayal Miydi Sevdam.........Birinci Baskı 1999
.......... İkinci Baskı 2003
...........Üçüncü Baskı 2010
Akdeniz Fahişesi .......... Birinci Baskı 2002
............ İkinci Baskı 2010
Kaç Defa Unutmalı Seni? ............ Birinci Baskı 2010
Hilaf .......................................... Birinci Baskı 2017
Tek Kanatlılar................................Birinci Baskı 2019
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!