I
Karanlığı elime aldım
Sıktım sımsıkı,
Avuç dolusu uykusuzluk döküldü yerlere.
Her gidişin bir uykusuzluğu olur
Keza sensizliğin de.
II
Almışsa yerini boş, anlamsız bekleyişler
O zaman susmasın şiirler, şarkılar
Durmadan tokatlayalım birbirimizi sözcüklerle
“Ne hali varsa” kezlerce sövelim yalnızlığa.
III
Halbuki kederli bir günde de mutlu olunabilir.
Misal, kederini içtiğim gece,
Şempanzelerin dans oynadığı sokağa ben de girdim
Kulağımda caz,
Gönlümde Anadolu türküsü
Yakıyor geçmişin acılarını bir tütsünün ucunda
Adaksız ve muskasız bir dilekle seni andım
Şimdi dans ediyorum bir o yana bir bu yana.
IV
İçimizi kahreden şiirleri kurşuna dizsek kaç sözcük kurtulur?
Senden, benden veya bizden ne kalır geriye?
Her harfi bir lisan,
Her sözü bir insan olan yasaklı alfabeler gibi kaç kez kurtuluruz aşk namlusunun ucundan.
Dilimde sen tıpkı yasaklı alfabeler gibi.
V
Ülkesinde taziye evinin ciddiyeti olan bir annenin sözleridir bunlar:
“Hep bir ölümdür, yaşamak zorunda kalmak.”
Ülkemde taziye evinin ciddiyeti var,
Bu yüzden sevmem ölümleri.
VI
“İkinci el acılarınıza armağan bir şiir daha!” dedi şair.
Acılar
Şarkılar
Şiirler
Ve
Utanmak…
Evet, varlığımızdan utanmak!
İnsanın varlığından utandığımız çağa sitem:
Yeni buluşları olan çağın kefeni beyazdan kara bir üretim.
Utanmak da üretmektir
Kara olduğumuz çağın yeniliklerine
Savaşan makinalarına; hissiz iskelet ve et yığınlarına.
Utanın, insanlık ve ölüler adına.
Malumdur toprakla örtüğümüz
“Ölüler” konuşamıyor.
Siz konuşun vicdanı hür olanlar.
Kayıt Tarihi : 1.4.2021 01:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!