İpi İzleyen Yolcu / Gölgelerin Savaşkı (3)
bizi iz’e bağlayan görünmez ipler
anneyi çocuğa, tohumu suya
ve seni bana düğüm,
seni beni kukla eden
Bunca sokağın arasında
Müziğin ahengini bul bana
Bir martının çığlığındaki melodi gibi
Yüreğime çarpan dalganın sesini bul
Ağacında, yaprağında
Kurbanın Kanı / Gölgelerin Savaşkı (2)
izlerim düş halinde
ve oturmuşum bir taşa
dünyanın temelindeki köşe taşına
kana kana içsinler diye beni
Leylaların Çöle Düşmesi Tehlikeli ve Yasaktır! / Travmalar Tramvayı ve Ünlemli Makinistler
şair çocuklar da doğurur en şiirinden
sonra bir sokağa fırlatıp
-ki namussuzluk değildir bu-
şiire hayatı öğretmeli!
Sezar Salata Tuzsuz Olmaz! / Travmalar Tramvayı ve Ünlemli Makinistler
sezar uzaktan akrabam olur
ikimiz de sevmeyiz normal yolları
farklı olmak uğruna
o doğurgana acı çektireceğiz!
Şiranın Şarkısı / Gölgelerin Savaşkı (5)
bir yıldızın kuyruğuna bağlanmış
kayan hayatıma üç dilek
önce öldürüp bir hiçliği
içimde keşkesiz...
boş bir kağıtta sıralanmış çamaşır ipleri
ve ipe astığım kaderimin
oldurmazlığı olduran eğri büğrü dizeleri
içi boş ve sapı var tüm hayatlarım
kimisi doldurur boşluğu karalayarak
kimisi sayar içinden metronom gibi
Süveyda Tepesi / Gölgelerin Savaşkı (4)
ayrılıp gelmişsem yanına
çalmışsam kapını yarınlara
bil ki düşümün götürdüğü yerdeyim.
sonunu gördüğüm bu yolun
dualarımın hecesine sakladığım aşk
bir elimde terazinin
diğerinde aydınlanmamış beddualar
bin ağızdan söylerken
aydınlıkta karanlığa susanlar
ya da susayanlar.
Kaleminize sağlık. Şiirler için başlık seçimleriniz ve birçoğunun içinde bulunan diyalektik ilgi çekici.