Semâzen Şelâle Şiiri - Yorumlar

İsmail Karakurt
13

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

“Bizim varlığımız da yokluktur.”
Mevlâna

Sen yoğ isen
A ş k o l m a z.
Ben ki tüterim âşikâr bir ağuda
Zehirli gömleğini giydiğim

Tamamını Oku
  • Yaşar Bayar
    Yaşar Bayar 28.05.2008 - 11:35

    Bismihi Teâla

    Ödüle lâyık görülmek güzel bir şey. Bu tür ödüller, insana ciddi mesuliyetler yükler. Ancak ben yaptığım işin, şiir olmadığını belirtmek istiyorum. Böyle bir hevesim ve niyetim de olmadı. Mevlâna Mesnevi’sine; “Dinle ney’den kim hikâyet etmede/Ayrılıklardan şikâyet etmede” mısralarıyla başlıyor;dünya bozkırına düşmüş, hakiki kaynaktan uzaklarda gurbet havası soluyan birinin başka ne derdi olabilir. Dünyaya dâir olduğunu düşündüğümüz bütün dert ve ızdıraplar bu dertle bağlantısı nispetinde mânâ kazanıyor aslında. ‘Elest Bezmi’nde verdiğimiz sözün neresinde sürdürüyoruz dünya sahnesindeki rolümüzü? Ne kadar sâdık kalabildik özümüze? Asıl önemli olan bu. Dünyevî dertler, ızdıraplar ve sevinçler haddizatında birer unsurdur; birer perdedir. Dah önceleri altını çizdiğim ‘hayatın kırılma noktası’ ifadesini, ‘insan kaderi’nin kırılma noktası olarak değiştirmek istiyorum. İnsan kaderinin kırılma noktası, ana kaynağından koptuğu anda başlamıştır. Hz. Âdem Aleyhi’s-selâm’ın dünya serüveni aynı anda hepimizin serüveni… O’nun (as) yeryüzünde yaşadığı ayrılık acısını, vuslat arzusunu, gurbet, hasret, heyecan ve üzüntülerini birer nüve olarak hepimiz taşıyoruz.
    Başıboş bırakılmamışız. Mümin olarak bize uyan ve uymayan hususlar, yakışan ve yakışmayan bazı renk ve duruşlar var. Mümin olmanın getirdiği mesuliyet, duygu, düşünce ve tavırlarımız hayattaki duruşumuza yön veriyor. Bütün bu hususiyetlerin imbiğinden geçen seçiciliğimiz sayesinde, bir şahsiyet olduğumuzu ifade edebiliyor/gösterebiliyoruz. Ondan sonra dostlarımızı, arkadaşımızı, eşimizi seçiyoruz. Hayatın kendi de zaten bir seçmeler antolojisi değil mi? Cüz’î iradenin insana ihsan edilmesinin hikmetlerinden biridir aslında seçicilik. Seçeceksin ki mesuliyeti üstlendiğin anlaşılsın. Seçiciliğimizin teşekkülünde, mizaç ve karakterimize dâir hususiyetlerin de büyük önemi var. Hayata, kâinata ve eşyaya bakarken kişiliğimizle kaynaşmış olan bu hususiyet dürbününü kullandığımızdan seçicilik kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bazen iyiler arasında da seçim söz konusu oluyor. Böyle durumlarda bazen yapılan tercih, bir kaybedişi de ihtiva edebiliyor. Önemli olan yollar çiftleştiğinde, vicdanın sesine uyabilmek… Uzattım galiba.. Bana hakkınızı helal ediniz..Bu vesile ile çalışmanızı ve başarınızı kutluyorum...Baki selam..
    Yaşar BAYAR

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 23.05.2008 - 13:17

    Şair arkadaşı yarıştığım şiir alanında aldığı dereceden dolayı tebrik ediyor ve bir şiirimle selamlıyorum.
    Saygılar...

    Hoşgör Kumkapılı Şıngırdak

    Tıkır tıkır da tıkır tak
    açılın... geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
    bu ses var ya,bu ses
    işte bu sese tav olur Kumka'nın gençleri
    bütün gözler döner Apti'nin yokuşuna.
    Bir altmış-bir altmışbeş boyunda
    ela gözlü,doğuştan sürmeli
    Beyoğlu kolyesi boynunda
    saçları belinde,kahverengi
    bir sağına bakınır,bir soluna
    elleri pamuk renginde,kokulu kalem gibi
    ellerini sorma
    Allah düşürmesin ahına
    vucut dersen o biçim,acı badem şekeri
    bir hatun iner sahil yoluna
    seke seke yürür,karıncalar yol verir
    tıkır tıkır da tıkır tak
    açılın...geliyor Kumkapılı Şıngırdak...
    indimi sahil yoluna,kahve rahat karışır
    garsonlar,müşteriler taş koyar birbirine
    sen misin Şıngırdağa yan bakan,,sandalyeler uçuşur
    balıkçılar yanıktır,ahhh çeker iskelede
    ağ'da duran balıklar hep denize kaçışır
    Kumkapılı Şıngırdak sağa sola gülünce
    yolda gezen gençlerin gözleri şaşılaşır....
    tablo güzel anlatamam sizlere
    görmeyen yabancılar,inanın aptallaşır
    tıkır tıkır da tıkır tak
    yanıma gelmez mi Kumkapılı Şıngırdak...
    göz göze geldiğimizde şimşekler çaktı
    bir güzel süzdü beni enine boyuna
    Şıngırdak bu kolay mı,birden beynim karıştı
    seyretmeye kalmadı doya doya,etrafımız o da ne
    bir
    baktım ki sarıldı,oğlum dedim kendini böylesine harcama
    kaçırmıyor gözlerini,ben baktım o baktı
    kız dedim sevdim seni,bende dedi,kekeledi
    sonra girdi koluma en güzel gelin adayı
    tıkır tıkır da tıkır tak
    yürüdük yol boyunca,seyrettik Marmarayı
    dedi adın nedir,dedim Gariban
    dedi garipmisin,söyledim zaman zaman
    dedim senin ki ne,dedi Şıngırdak
    dedim niye böyle,sustu cevap vermedi
    iki sigara yaktık,bir bana bir ona
    oturduk mu sahil yolunda bir çürük taşa
    ben çekerim, o çeker
    Allah çektirmesin derdi rahmetli peder
    Şıngırdak dertli kız be
    evlenivermiş onbeşinde
    aha bu,senin kocan
    vermişler palabıyık Recebe
    Recepten onbini alan
    al demiş al,tepe tepe kullan...
    bir sene,üç sene,beş sene
    sabır tükenip dertler büyüyünce
    bakmış ki boş yere üzülmekte
    vurmuş tekmeyi fakir gönlüne
    Recebin yazısı bu neylesin
    üçüncü karısıda böyleymiş
    boyun eğmiş Şıngırdağa
    git demiş git Allah belanı versin.
    Allah bu,kime ne vereceğini bilmiş tabi
    fakirin gözyaşı kara deftere kara kara dökülmüş
    ve tutmuş Şıngırdağın duası
    altı ay sonra Palabıyık veremden ölmüş...
    yirmibir de dul kalmak,hem de güzel olunca
    iyi olmasa gerek.
    yaşamak için sağa sola başvurmuş
    oysa,evet oysa
    böyle olmamak gerek kavonoz dipli dünyada
    bilememiş Şıngırdak,bilememiş dedim ya
    iyilik demiş,doğruluk demiş,namus demiş
    demiş,demiş de ne halt etmiş
    bir gece,hani o kapkara
    karnının en aç olduğu gece
    Beyoğlunda bilmem kimin evinde
    yemekle içtiği sekizinci kadehte
    evet,evet karnının doyduğu ve içkinin en nankör
    en namussuz olduğu gece
    herşeyini kaybetmiş...
    yuhh...be yuh...olsun o biçim duygulara
    bir insan böylemi düşecekti
    böylemi esecekti mutluluk rüzgarı
    hadi gelin,hadi gelin diyorum
    zincir vuralım kötülüğe,kurtaralım Şıngırdağı
    karalar sürmeyelim o güzel yüzüne
    itmeyelim dar geçitli yollara
    bağırmayalım arkasından''Orosbu''diye
    bak işte,gör işte
    bir tutam umut vardı ellerinde
    yaşıyorum diyordu hiç olmazsa
    ona göre ölmekmiş yaşamak...
    ötede,evet ötede bir yerde
    ''yaşamak güzel şey be kardeşim''diyor şair
    Şıngırdak kulak asmıyor böylelerine
    yaşamak ya da yaşamamak,ikisi de bir başka güzeldi
    ama en boktan gerçek,ortada durmak
    Şıngırdak gibi...
    bu şiir burada bitmiyor dostlar
    ben hep,
    kendi acılarımı anlatırdım.Ahmet,Mehmet,Ayşe örneği
    oysa,
    ne denli acılar varmış evren üstünde
    görmek istemezdim,
    ben,
    sen,
    o,
    biz,
    siz,
    onlar,
    Şıngırdağı ve nicelerini
    BİLMEK İSTEMİYORLAR.....


    İBRAHİM NECATİ GÜNAY

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta