Sufi der;
Sema, ver!
Sema, der;
Çiğsin sen
Dur hele
Yan hele
Piş hele
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık




Semaverle sufiyi öyle güzel buluşturup söyleştirmiş ki şair, işlenişteki derinliğe mi, serbest vezin olduğu halde şiirde cinasların mükemmel kullanılışına mı, nakış nakış işlenen tasavvufa mı hayran olsam bilemedim.Gönül sufi olmasaydı semaverin dilinden anlar mıydı böylesine?...Muhteşemdi şiiriniz Sn. Beyoğlu.
Şems-i Tebrizi Hz. lerinin 40 kuralından sufilere değinen bölümünü eklemeden geçemiyeceğim sırası gelmişken;
'yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde '
Naime ÖZEREN
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta