Sufi der;
Sema, ver!
Sema, der;
Çiğsin sen
Dur hele
Yan hele
Piş hele
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
Devamını Oku
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.




Semaverle sufiyi öyle güzel buluşturup söyleştirmiş ki şair, işlenişteki derinliğe mi, serbest vezin olduğu halde şiirde cinasların mükemmel kullanılışına mı, nakış nakış işlenen tasavvufa mı hayran olsam bilemedim.Gönül sufi olmasaydı semaverin dilinden anlar mıydı böylesine?...Muhteşemdi şiiriniz Sn. Beyoğlu.
Şems-i Tebrizi Hz. lerinin 40 kuralından sufilere değinen bölümünü eklemeden geçemiyeceğim sırası gelmişken;
'yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur. Sufi ne ifrattadır ne tefritte. Sufi daima orta yerde '
Naime ÖZEREN
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta