Semanın Yıldızı Şiiri - Savaş Barha

Eyy koca yıldızlar!

Boşlukta yanıp sönmekten
sıkılmadınız mı?

Parmak uçlarımda yaşamak
istemez misiniz?

Kaç milyon yıldır aynı yerdesiniz.
Dön dön dön nereye kadar?

Susuzluğunuzu anladım da
aşksızlıktan nasıl ölmediniz?

Hepinizin bir sahibi var.
Kimi öldü kimi ise yaşıyor.

Mesela şu durmadan ağlayanınızın
sahibi Afrika'da açlıktan ölen bir çocuk.

Şu şişman olanınızın sahibi ise
Londra'da bir kafede hamburger yiyor.

Ta ötede ezik büzük görünen
var ya hani, onun da bir sahibi var.

Yetim hakkı yedi, cehennemde.
Eti zebanilerce lime lime ediliyor.

Şu sırtı bize dönük olan ise
Çeçenya'da gülen bir şehidin.

Anlayacağınız herkes,
kendi gibi birinizi
saklamış gecelerine.

Kimi size içini döküyor,
kimi sizle içine gömülüyor.

Ben…
Ben, bana armağan edileninizi
onlarca düşte her gece gördüm.

Bulutlar engel oldu,
bulutları süpürdüm.

Sığırcıklar göğe doldu,
sığırcıklara kul, köle oldum.

Nöbet sırası güze gelince, zihnimi,
güneydeki ülkelerine sürgün ettim.

Susun!
Susun diyorum size.
Kesin aranızda fısıldaşmayı.

Evet,
her gece bıkmadan, usanmadan
şu tek katlı bahçeli evin penceresine
gözlerini dikip bakan yıldız da benimdir.

Ay Işığı’mın
bana hediyesidir.

Avuç içim Ay Işığı’nın avuç içinde;
ruhum, penceresinin sinekliğinde kaldı.

Sizlerde şahittiniz.
O gece, ona son dokunuşumdu.

O geceden sonra düşlerim
hep hüzün koktu.

Ağladım,
gülüşüyle sükûta durdum.

Özledim,
yolda karşılaşıp avundum.

Anılarımızla öpüştüm,
hasret giderdim.

Düşün,
düşümün peşine.

Toplaşın etrafıma.

Toprak kadar merhametli,
güneş kadar sıcak olun bana.

Hiçbir şeyken
her şey oldum onunla.

Her şeyde onu aradım.
Hiçbir şey onu bulamadım.

Döndüm dolandım yerime oturdum.
Ellerimi açtım, Tanrı’ya yalvardım.

Kalem haykırdı, kâğıt yakardı.
Sözler büyülü gibi yan yana sıralandı.

Avucumda sıktığım kederin
kanlı gözyaşlarıyla şiirler yazıldı.

En nadide anılar
bir kitap içine saklandı.

Koşun, koşun, koşun.
Parmak uçlarıma konun.

Gülün, güldürün bahar olun.
Yar saçlarında cennet kokun.

Sarmaşık gibi
sımsıkı sarılın bana.

Yüreğim kırgın,
yüreğim yorgun.

Çıkıp gelin,
buyurun dünyama.

Dünyam, ömrüm.
Dünyam, nefesim.
Dünyam, cennetim.

Dünyam,
düşlerde gördüğüm
ak güvercin kanadında
ışıl ışıl parlayan bir mücrim.

Parmak uçlarıma konun.
Bitsin bu karanlık efendim.