Semaha duran nefesim Şiiri - Salih Eymen

Sere serdim o gece yüreğimi Mehtaba,
Tur-i Sina’da bir yanım musa bir yarım isa aydınlığında
Ay karanlık yıldızlar hüzne çekilmişti ıssız mı ıssız..
bir tek onlar ışıldıyordu..
gün gibi ay parlaklığı göz kırpışıyla..
uğruna; Meryem paklığında el değmemiş kasideler nağmeler yazılası
sorgusuz fermansız sevdalı yürekler asılası..
sığ kenarından çakılınca mermi gibi içine..
denir ki, gökyüzü ya da okyanus mavisi temaşası,
her bir zerresi kuştüyü hafifliğinde şefkatle pür neşe sevgiyle okşanası..
kısılmış gözler, süzülünce Leyla edasıyla,
ne mümkün yaşananların izahı;
Olmaz anlatımı ne şiirle, ne destanla nede bir edebi sanatla
hatta tutup arştan indirsen hilali
mahcubiyetle Güneşe taç giydirir parlaklığıyla
atiye mersiyeler,
sisli dağların zirvesinde yosun tutmuş taşlara aşk diliyle kitabe yazılası..
hatta ilk kıvılcımla yüreğin iç cidarına oya gibi damla damla kazınası
İşte o bir çift göz..
bırak! tek bir nazar edeni,
teğet geçeni bile bir hamlede cesedi can edip zifiri gecede
avuç içlerine ok misali kirpiklerle aşkın rengi çizilesi
yaşama can veren onlar,,,
aşkın dem suyu, sevdanın şahikası…
sevdasıyla, iklimler ahenkleşir
an gelir titrer yüreğim iğnelenir;
tan yeri kızıllığında süzülmelerim gelir
tuz basarcasına söz dinlemez şu çılgın aklıma..
Sonsuzluk duygularım, hırçınlaşır çılgınlaşır da
tüy döker birer ikişer yaşamın öz’ü saklıma,
ıssız ve sımsıcak karışır meğ/er suyuma…
Bazen de; reyhan kokulu saçlar örter perçem perçem kıskanırcasına..
aşkı alkışlayan tel tel okşadığı keman kaşını
güç bilir yaşamın kalbe akan yaşını..
Hasretler çalan damla sabrı akışını
rengini griye çalan can yakan o yaman nazlı bakışını
unutur sanma gönül, kadifemsi ışıl ışıl ufukta tur attıran o ipeksi sarışını..
her çarpışında Yusuf sabrını kıskandıran yüreğime
metal kesiği bir sızı iner sinsice
lal olur dilim dile gelir tenim..
İzahı mümkün değil bağlanır elim
hissettiklerim sanki demir kesmesi zorlanır bağrım..
tarifsiz ağır yüküm bükülür sanmayın
Yinede katlanır doğrulur belim
uğruna her şeyim feda, ömrüm.
Gördüm! Çünkü;
o zemheri karanlığında, sarmaşıklar gibi teni kavrayıp saranı,
buz kesmiş yüreği harıyla nirengi noktasından yaranı
kor ateşini avuçlayıp sen değil ben yanayım diye gönül ocağıma dalanı
el ayasına özlemden açmış gülleri..
mutluluktan delice gülen gönülleri
Etrafı huzur yüzü ay parçası gerçeğim

Susturun!
ötmesin artık güle meftun bülbüller
mil çekin gözlere kavuşun
sineye sazende olan diller
görün bakmaya doyulmayan o..
ay tanrıçasının peçesiz güzelliği
terk eder gönül gülü laleyi sümbülleri,
değince tenime bakışların o şahanesi
kaybederim senli ruhumu,
yanarım ahu zarın da bütün benliğimle
tüm var oluşlara inat hatıra bilip saklayın
geri kalan küllerimi,,

sensizlikten üşüyen şehirsiz yüreğime
Nergis bakışlarının tesiri bir nefes değince hayat üfler
sihirli dokunuşlar hicranla çatlamış dudaktan dudağıma
bir katre-i yağmur şefkati sunsun ve hiç susamayayım,
sussun! beni benden alsın senle tensiz olayım..
vermesin o tat, bir daha ömrümce acıkma hissi
senle açıp senle solayım,,
gelecekte hep o anı bulmaya mecbur olayım
Issız yörelerden kokunu her çekişte içime
cenneti teninde yudum yudum alayım,,
devrik uzun kirpikler, vursa da yaylım ateşine sinemi,
tutmasın beni kimse öylece kalayım
Ya o kaşlar, gelmez kızdırmaya serseri ok gibi fırlatır diyemediklerini..
Olsun yine de; sen diyorum
biz için sen lazım biliyorum şahittir Havva’yı Adem’e saklayan sebebim

Ay tutulmuş, yıldızların çekildiği ıssız bu gece başım,
iki elimin arasında boşluğu sen diye kucaklıyor bir sen düşlüyorum,,,
İçimdeki boşluk kıyameti aratmıyor
Çünkü, sen yoksun, orda her şeyin tamamı eksik,,,
gel hadi içeri can da beri ol sebebi kan
kardelen çiçeğim…
dolmasan da dehlizlerime
sunuyor melekler kokunla seni bana,,,
Ama yok melek değil sen bekleniyorsun
sen ki, yaşam kaynağı kansın bu cana...
bir tek ben sen/siz bir sen bekliyoruz
Biz olmak için,
gel de dol sabırsız bu sol yana

05.02.2013