Saplanan mızraklar vardı
ölüm kadar gerçek
Bir buket sundu Yaradan
mabet tadında...
içinde sırlı bir dünya saklı
gizli bir cennet
Hüzün almış başını gidiyor
Bu diyarlarda…
Özlenen özlendiğinden bîhaber…
Seslendim avazım çıktığı kadar,
Sükûtu hal ile…
Elimde silahım,
Başımı gökyüzüne kaldırdım bu gün,
Penceremden baktım da…
Kalın bir fırçayla resmedilmiş bulutlar vardı.
Tatlı tatlı
Güneşin ışıklarıyla cilveleşen…
O kadar parlak,
Bir gölge var uzak diyarlarda
çehresinde solgun bakışlar...
Gülistan olsa cihanın her nefesi
rüzgar esmese
bülbül görmese
ne değeri var?
Ey gönlümün şulesi!
Gözyaşlarımda gizlenen ateş gibisin;
Ağlasam yanaklarımı yakarsın
ağlamasam yüreğimi
Çok seneler sonra,
Kendi için de yaşaması gerektiğini söyledi kalbi.
Daha fazla,
Fırtınaları barındıracak gücü
Bulamadı kendinde herhalde.
İçinde,
Dilimde mecal kalmadığı anlarda,
Bendeki ıssızlığı
Suskunluğumu anlayacak olan
Toprağa saldım desem;
Bana bir nefes bağışlar mı sözün?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!