Yalova'da yaşıyor.
Ben geçtim sokaklarından şehrin.
Düşüne güvercin konan da ben,
kâbuslarında martıların çığlıklaştığı da.
Köprüde atılan olta da
enginde oltaya
rızkım diye üşüşen balık da ben.
Bir ıslık çal oynasın aklım yerinden
Bir ıslıkla ürksün gece yırtılsın derininden.
Kumsalda yalın ayak koşadursun dalgalar,
Bir ıslık çal dökülsün kulağımdan iğreti tamlamalar.
Bir ıslıkla soyunsun pervazda ötüşünden kuşlar.
Bir ıslık çal çağlasın özüm, paklansın dimağım,
Bir eylül dokunuyor sensizlik gergefinde
Sökülüyor bir eylül sürurdan lime lime.
Abartılı baharlar sürgün ediyor düşte,
Başları ak bezeli kış dağları sırtından.
Sensizlik kimsesizlik,bükük boyunlu şehir
Kelamım kalmamış maviden gayrı
Kalemim tükenip son demeden gel
Hazan yapraklarından saçlarımda taç
Mezarım sengine küf düşmeden gel.
Masmavi düşlerde boğup kendimi
Bembeyaz kefene uyandım bugün
Hala yanağımdayken pembenin izi
Kıpkızıl sularda yıkandım bugün.
Düş olup visali seyre koyulsam
Hüznüm donar kelamın sinesinde,
dökülür burçlarımdan tuz buz ufuklarıma...
Aylinlerle bezer şakaklarımı kalem tualde,
ak saçımdan süzülür umudum damlalarla.
Poyrazlar çekilir koynundan denizimin ,
meltemler sürür beni yüzüstü düş baharıma.
İma'nın cezbesi düşünce kalbe
Örkümden kurtulup daldım semaya
İşbarın muhbiri o eski kahpe
Demirden zinciri çaldı yüzüme.
Tutarsa elimden felek benim de
Esrik dehirler doğuran yaşlı gebe yelkovanın
Dolanır saçlarına ilkyazdan kalma argümanın
Kışlar bahar getirecek çağlayacak pınarların
Öykünmeler son bulacak cennet olacak kadranın.
Sen; esrik saatlerin,vicdanı müntehir zembereği
Ben; kozasında tırtıl,sabrın endazesi kaçık kelebeği.
Senin acelen ten'e,benim çıkmazım vera
Nasıl kurtulur bilmem yangınından yüreğim.
Kelam çırpınıyor gönül telinde
Neşide koynunda güz besteliyor.
Gün savuşuyor sema ilinde,
Bir tutam kızıla hasretken sular.
Dağların benzinde bahara inat,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!