“Bitti…” deyip noktasını koyamadığım,
Bir şiirsin sen.
Uzakken bile varlığını yanımda hissettiğim Hangi sayfayı açsam sen varsın.
Satırlara sığdırmak zor seni,
Hasretine sözcükler bulmak ise imkânsız.
Merhaba kadınım…
Yine birçok özlemleri kucaklayıp sana geldim.
Beni duyuyor musun?
Bak en sevdiğin çiçekleri getirdim sana.
Hadi kaldır gözümün önündeki şu perdeyi de
Ey sevgili…
Yüreğimin hassas tartısında tarttım da seni,
Bende ne varsa sendin.
Öylesine işlemiş ki yüreğime sevgin,
Benliğimi sende kaybetmişim.
Şimdi kim adını söyleyecek olsa;
Dur durak bilmeyen kalbin
Ve imkânsız aşkların sahibiyim ben.
Her günüm kış ayından kalma soğuk ve karanlık.
Yağmur tanesi gibi yaş dökmeye mahkûmdur bu gözlerim.
Dilimde kalbe işlenmiş türküler
Ve gözlerimde anılarla birlikte yağmur tanesi.
Ben beni düşünmüyorum,
Beni düşünmeye vakit geç.
Yineliyorum yine geçmişi
Sonra bir “offf…” çekiyorum içimden.
İsyan edercesine değil.
Sadece çaresizliğime küfür edercesine.
Birbirimize el olmak için veda etmeyelim Ey Sevgili... Hiç sevmem ben El'vedaları.
İnsan olduğunu sanan biri sol yanını sızlatan bir olay yaşadığında anlıyor, "sız" kelimesinin sol yanınında insaftan mahrum kaldığını.
Özgür KILIÇ'a...
Yüreğime ağırlanmış ilk misafir,
Gel, gel de mum yerine aşk kazanında haşlanmaya yön tutmuş yüreğimin ateşini söndür gelişinle.
Avuçlarından bir yudum su ver de dinsin yüreğimin sana olan susamışlığı.
Söküp ayır dilimi bedenimden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!