I.
Geliyor kendiliğini kendinden çoğaltarak
Makamlardan fıstıki henüz
İstifini bozmadan, yavaş yavaş
Ağır küreye değecek sanırsınız
Sevginin eteği sıyrılırsa
Masumiyeti kaybolur mu?
Dağ uluysa
Büyükse dağ
Ve hızla sürersen kendini
Işığın sızmadığı zamanlardan bu masal
rendelenmiş bir harf cini
öpüşürken bir diğeri ile
suyun yeşile yürümesini az geçe
gri ormanın keşişlemesinde
karanlığın koyulduğu
Anne kız fotoğrafı; çerçeve gümüş
Başlıyor
Dayasak burnumuzu; yakalayacağız
O kokuyu örtülerde
Bebekler; senmişsin, filancaymış
Koruklarını topladım çocukluğumun
Hazır cevap serçelerin sahiplendiği dallardan…
Henüz üç beş anım vardı üst üste
Kol saatinin yaralar açacağı bileklerime
Kuşlukta düştü gölgeler, içimden pırpırlanmak geldi
Kıyımda durup yaşam diyorsunuz
Akıl zebanileri dörtnala
Uykunun içinden geçiyoruz girmeden
Yüzü deliliğe dönük ay çiçeklerinde
Sabaha değmeden güneşi aramak
kurnaz karatavukların mesken tuttuğu
bir nehir kıyısında suya bacaklarını sarkıtıyor yaşam
uyumlu seslerin üzerinde filizleniyor ayrık sebzeler
tazecik beş sap soğan ve dava arkadaşları marşlar söylüyor
sarsılıyoruz kokularla,
Fesleğenler indiğinde geceye
Renkler de sere serpe uzanıyorlar
Kapalı parantezleri açıyorum bir bir
Kadife bohçaların üzerinde
Sebebi yoktu gidişimin
Her şey bir oldu bitti
Gölgesine basa basa yürüdük
Uzundu, yanlardan bombesiz
Kesik kopuk
Tüm konulardan uzak
Anlatmak istediği vardıysa da
Anlatmaktan uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!