Derin çatlaklarından sızıp toprağın,
bin umut olup yeşermek var,
kavga kavga çoğalmak var,
gökkuşağının,alı al, moru mor tonunda...
Saklısında anaların keder örgülü gözyaşları,
Ölüm,ağır ellerin;
ya bir çocuk,nasıl kaldırır?
Gecenin yüreği sağır,
çılgınlık tonajında,
yüklü bir kahır...
Bir gece uzakta sağanak ağlar,
titrek ışıkları kentin ve dağlanmış yüreği,
çağlar boyu sağır kent;
uykuları ağır...
Ne bileyim seher gün beklerken,
Kerpiçten kadınlardı sandıklarda,
kan çanağı duygular incinmiş,
ilk kez olsun huysuz bir dal;
budala düşlere çöreklenmiş.
Kerpiçten hayaller taşırlardı,
Tarih iz sürüyor ses boyu,
yokoluşlar tırpanlıyor bedeni,
ölüm dizgesi mi doğa?
Her kalkışma,sis perdesi.
Gök iniltili soluklarda,
Nerede bilmediğim
isimsiz gömütlükte
ah olmasaydı yüreğim;
inan tereddütsüz
bırakıverirdim;
misket krateri
Ellerim yarım yamalak,
gökyüzü arıyor düşe sergen,
daluçlarında gözyaşı yalpalayarak,
konak tarıyor,sır katacak.
Umulmaz karelerden kopuyor yaşamlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!