Kader üstüne söz söylemek istemezmiş âlim
Söz söyleyince oldu mu zannettin zâlim
Cahilin idrakine değmeyince ilim
Korkarmış olur kulaktan kulağa zulum
İşte o cahil benim; ah kör cehaletim
Bağri yanmayan aşki bilemez
Aşk bağri yaniklarin tutulduğu Nurdur
Sosyete ve siyasete emanet edilemez
Sema döner, Dünya döner, çark döner
Hazreti Celaleddin huzurunda adi siyaset döner.
Varoluş sebebini toprağa gübre olmak sanan acize;
Bilmem desem mi " Toprakta çürümek bile bir mucize"
Sen zi-şuur olduğundan söyleyeyim makul bir vecize;
"İstidadın gübre olmak için israftır" kanaati naçize.
Bu dünya fani dünya evet hem fikirim.
Çalınmadan açılan kapı nerde?
Sen tokmağa dokun hele!
Olsa bile incecik perde;
Sen tokmağa dokun hele.
Azıcık ediver zahmet,
Kapanır her gece gözlerim,
Açılınca gün doğumunu izlerim.
Düşün bakalım bu döngü neden?
İhtiyaç duymasaydı ya uykuya beden?
Görmeni istedi belki Yaradan!
Uyumayacaksın sen ebeden!
Nice günleri dizdim tespihe boncuk boncuk
Çektikçe birer birer hasretini, ömrümden yedim
Topladım hepsini ağaç imamede; tepesi tomurcuk
Saydım öylece seni; bilmem kaç yıl bekledim
Kehribar işledim üstüne nakışlı yorgan
Kalp pas mı tutarmış! Nerde o aşk ve iştiyak,
Zaman eskitmiş duvarlarını akmış boyası;
Nostaljik bir video karesinden çıkmış gözlerin
Siyah ve kırmızı.
Umut yada unut,
Dur deyince zalimlerin işine
Hem ısırır hem kira ister dişine
Su katınca haram çorba aşına
Ödül koyar, yiğit, senin başına
Adil olan bakmaz kimsenin ırkına
Seninle son dem demini almakta.
Vakit doluyor artık akşam olmakta.
Gün ışığını toplamış bağrına usul usul solmakta.
Güneşim gidiyor; Zühre yıldızı doğmakta.
Azizim bu ne destur; bu ne dünya!
Hakka kara çalan haklıymış güya
Adil olunuyormuş "adalet" yazınca suya
İnanmak istemiyorum; bu karabasan, bu rüya
Hak güneştir, aydınlatır, sönmez,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!