Ey siması baharı andıran
Mukaddes sulara yüreğimi daldıran
Bahçesini tarifsiz çiçeklerle dolduran
Kış ayazını duymadan; mutlak beni an
Ey siması volkanları andıran
Ay ne güzel vuruyor sendeki göze?
Geceler tenimize kazınmış artık.
Dağlar hasret kalmış yankılanan söze.
Sesini işitemeyen kulaklar sağır artık.
Yaşların dökülmüş denizlerinden kıyına,
Simsiyah gecelerde bembeyaz mehtap süzülür
Kuleden baktıkça anılar gözlerimden dökülür
Düşen yapraklar, ağaçlara armağan eder ömür
Aklımda canlanan gözler mühür mü? Mühür
Semalarda kuşlar ahenkle kanat çırpsın
Gözlerim çehrenin emrinde,
Ruhum saltanatına adanmış şehzade
Tutsağım zindanın dibinde,
Cihanı saran kokunla, bedenim azade
Sancılar biriktirdim odalarda
Söyle! Gökyüzü eşsiz endamıyla beklesin
Kuşlar hasretiyle, ufukları yellesin.
Söyle! Denizler eşsiz endamıyla beklesin.
Temizliğine bakan sular, yanında kirliyiz diye inlesin.
Çocukluğumun geçişini izletir uzandığım hasır
Sırtımı yasladıkça dalar gözlerim göklere bir asır
Bedenlerdir ileri doğru koşan
Ruhlar geçmişte arar sır
Çözülür mü gizemli coğrafyan
Ellerin olmadan nasır
Diyarım, ecdadımın kanı ile yoğruldu.
Nice kuzular vatan için doğruldu.
Toprak sustu, ormanlar kavruldu,
Kahramanlar ne durdu ne de yoruldu.
Hilalle ay ahenk ile arşa yükseldi,
Yapraklar, Yapraklar!
dans edercesine,
ağaçtan dökülür yapraklar.
bedenleri taklit edercesine,
tabutlara dökülür yapraklar.
Sonbahar, Sonbahar!
Denizleri sayıklar bulutları getiren şarkılar
Mevsimleri değiştirir, kurak topraklar çağlar
Leylaklar büyür kavuştukça can suyuna
Bırakılır izin aklımın dürülü çıkmazlarına
Büyülü bakışlar kıyılarında meçhul
Rüyaları anlatan kelimeler tasvirinle meşgul
Esiyor dağların arasından sımsıcak rüzgar
Uğrayıp giden yel geleceğime bırakırken yadigar
Kimisi eder mundar, kimisi eder hünkar
Tarlaları kavuran güneşi arkasına alır toygar
Yüreği göklerde çarpan atlar, yola düşmenden edilir tımar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!