Orası benim ilk okulum,
İlk göz ağrım, ilk adamlığım..
Annem oraya bırakmıştı ilk gün,
Koca adam oldum sanmıştım,
Ortada küçük bir soba yanardı,
Kimin sesi o, yankılanan boş sokakta,
Kimin ızdırabı, kimin gözyaşı,
Bir şarhoş narası böldü rüyayı,
Ya da vakitsiz okunan bir sela mı?
İki ses karışmış dimağda,
Anlamaz lütfedilen hoş sedayı,
Bir bedende tam kırk sene,
Başrolü çok perdesiz bir sahne,
Sayfaları uçuşmuş boş bir rahle,
Bir bedende tam kırk sene,
Yükünü indirmiş yorgun bir mahfe,
Hatırı kalmamış bir fincan kahve,
Hasadını bekleyen yılgın bir başak gibi
Sert rüzgarlarla düşmüş her bir danesi
Boş kapçıklarla dolu, önü gerisi ve dibi
Kimseler görmez, viran olmuş hanesi
Gece Karanlık, saat bir buçuk,
Tüm koğuş uykuda,
haydut desen o da...
Yine Sessizlik
sadece dalga sesi,
rüzgarla dans eden cevizin dalları,
Damlaya hasret okyanus misali,
Irmaklar coşar, arzda kuraklık hali
Sokaklar caddeler düz, ayaklar tali
Ruhlar çıkmış, bedenler hayali...
Rüzgar sert eser, dal kıpırdamaz
Kiminin doğum günü,
Kiminin ölüm yıl dönümü,
Kanmasınlar görürlerse güldüğümü,
Ömür dediğin sahte bir eğlence,
Bazen taziye, bazen kır düğünü...
Ömür bitiyor,
Ve sen susuyorsun...
Hayat devam ediyor sanıyorsun
Düşüyor yapraklar birer birer,
Her geçen geceye bir matem iner
Ömür bitiyor,
Hürriyet kokan sokakları özledim
Henüz yozlaşmamış dar kaldırımlar
Hasretsiz özlemsiz senli yarınlar
Hürriyet kokan yarınları özledim
Siluet görünen dağları özledim
Güle dikeni batar oldu
Ararım gülde feraset
Goncalar açılmaz bir türlü
Bulunmaz eski letafet
Gönül hoş seda arar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!