Kaç mevsim gelip geçti,
İçinde yaşanılacak bahar olmayan,
Kasımpatıların açmasına isyan,
Ve o unutulmaz gülüşlerini andıran menekşeye,
Nice sitemler ettiğimi;
Biliyor musun?
Seherde uyanıp bakmıştım uzaklara,
Senli yolculuklar yaparak,
Kınalı ellerinde tuttuğumda,
Venüsü görmüştüm sende;
Ve hoşcakal diye giderken bile,
Ağlıyordu gözlerim;
Gece sessiz, gece kör karanlık,
Ellerimin uyuşması; eşlik ediyor acımasızca,
Buz tutmuş sokaklar; bomboş,
Sönmüş koca bir şehrin ışıkları,
Yolumu kaybetmişim ansızın,
Her köşe başı karanlık...
sen şiir kadını...
yüreğini yaklaştır bana,
ellerin sana kalsın,
dokunmasınlar bile bile,
değilse;
sonrasında suçlular kervanıyla,
Sadece; sen ve ben olmalı o delilikte,
Uçuşmalı üstümüzde ne varsa,
Kimisi günahlara kimisi de sevaba,
Turnalarla gitmeliyiz ufuklara...
Mehtabı izlerken sessiz,
Geceden geceye geçercesine,
Güneş bir gün bize de doğacak,
Gökyüzü gelinlikle örtünüp,
Bulutların arasındaki bakışı,
Issız bir ormanda kaybolurcasına,
Ilık nefesinle yol bulacağım,
Dokundukça sazın teline,
Öbür ucunda inceden bir sızı var,
Eylül adında, limon ekşisi bir hayata dair,
Ellerimin arasında okuyamadığım düşlerin; uzunca,
Yol olur saysan adımlarını geceden sabaha,
Göçmen kuşların uğrak yeri,
Tanrıların unuttuğu bu ıssız adada,
Sen olmak ne güzel biliyor musun?
Açmıyor artık seni seviyorum demek,
Yetmiyor kelimelerin gücü sevdamı anlatmaya,
Hem geceye hem de gündüze;
Senle başlamak ne güzeldi biliyor musun?
Yaşamın geniş kollarında,
İlk defa olmuyor yolunu beklemek,
Yağmurlar yağarken gelmiştin en son,
Nisan yağmurlarıydı,
Nehirler taşmıştı, taşıyamamıştı,
Gök tanrı patlatmıştı deryasını,
Şimdi yine bekliyorum seni,
Azar yaralarım; seni kıskanınca,
Yüreğim yerinden azar azar kopar,
Kandilimin yağından yoksunsam eğer,
Ölürüm ben azar azar...
Gözlerinin ışıltısıdır beni canlandıran,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!