küre, sele kapıldı herkesin uyuduğu bir gecede
gülüşleri ve ağlayışları farklıydı kıtaların eskiden
aşkları ve nefretleri ne çok benziyor şimdi
çocuklar tahta oyuncakları severdi bir zamanlar
tahta araba, tahta at, tahta ev, tahta bahçe
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Tebrikler yüreğine sağlık
Kötü yerden vurdun Osman ağbi,
Ama global dünyada adalet de yok.
Öyle olsaydı biz kazanırdık.
Gece derinleştikçe derinleşir yaramız. Bir zaman uyumak için bile yer bulamayız bu yerde(küre)yatmaya.Tebrik ederim.+
tezini, yani ,globalleşen ve tektipleşen modernizm eleştirisini vasat üstü bir şekilde işlemiş şair..ama gelecekte bir gün gelecektir...ve geleceği tahayyül daima içe çekilmeden iyidir...
Bilmiyorum...bu anti modernist eleştiriler o kadar çoğaldı ki..çoğu birbirinin tekrarı...bu eleştiriler bana suya girmekten korkan ve ayağının başparmağını ırmağa sokunca ürperip yüzmekten kaçan bir insan izlenimini verdi..oysa zamanın ırmağında yıkanmakla oluşan şiir tercihimdir...
Saygılar
Şair bildik sözcükler ve boşluklar arasında, daha önce okurun alışık olmadığı bir ilişkiler ağı örer, sözcük ötesi kurgusal anlamı okurun gözlerine açar. Nesne ile insan arasında alışılmadık, görülmedik, yepyeni bağlar keşfeder. Ve konumlandırdığı adına şiir dediğimiz sözcükler vasıtası ile okurlara bir bakıma fahri rehberlik eder.
Naci Beyin,
‘’dünyayı küre olarak imlemiş sevgili şair..
ve bugünden,yaşadığımız dünyanın bu gününden mutlu değil..’’ sözü sanırım şiiri dikkatli okuyan herkesin benimseyebileceği bir tespit.
Şiirin yapmak istediği şey ,’’belirli bir anlamı tabak gibi sunmak değil, okuru şiirin bütünündeki iletinin kavranışı yönünde algısal bir davranışa sokmak olmalı. Şairin bıraktığı boşlukları ve açık uçları okur doldurmalı. Şair sözü yarım bırakmalı ki, okur sorgulasın, bütünlesin, kendi algısı içerisinde yeniden kursun. Her gün gördüğü sıradan şeyleri bambaşka bir kılık içerisinde görsün.
Bu gün güne gelen şiirde, ayrı ayrı imgeler ve söz öbekleri düşünüldüğü zaman değişiklik ve orjinallik göze çarpmasına rağmen, bir bütün olarak düşünüldüğünde bizi sözün deryasında sıra dışı bağlar keşfettirecek niteliklere sahip bir şiir olduğunu söylemek oldukça güç geldi bendenize.
Sanki şair hiç boşluk bırakmamış, okur olarak sorgulayacağımız, dolduracağımız açık uçlar yok gibi; dahası anlam tabak gibi orta yerde duruyor.Diye düşündüm bilmiyorum yanılıyor muyum?
Şaire ve okurlara saygılarımla
doğruyu ne güzel söylemişsiniz üstad eyvallah.
Muhterem Nesimi Bey,
'Şiir ve işlevi' mealindeki yazınız nefisti.
Bendeniz hâlâ aynı görüşteyim.Şiir kişiye özeldir.Ne vakit 'okur' benzer duygularla şiirde kendini bulur,o zaman topluma mal olur.
Malum görüştür:
Dilbilimci 'Sousseure', 'dil-söz' ayrımı diye bir kavramdan söz eder.'Şair özgün bir söz bulur, bu söz yaygın dil eğretilemelerinin dışında ilk defa söylenmiş bir benzetmedir.Ne vakit bu gösterge herkesçe benimsenir ve halkın kullanımına girerse, o zaman artık dile mal olur.' der.
Belki bu cümleden olarak sizin gündeme getirdiğiniz 'halk için sanat' anlayışıyla örtüşebilecek bir görüştür bu.Yine de bu görüş şiir ve dilin kişinin entellektüel alt yapısı ve dünyayı algılama biçimiyle doğrudan ilişkili olduğunu yadsımaz.Esasında, doğadaki birçok nesne ilk önce varlık sebebiyle vücut bulmuştur.Gerek iklimin, coğrafik şartların gerekse sonradan oluşturulma biçimleriyle çevremizdeki her nen, işe yarama,soyunu devam ettirme,kısacası var olma savaşımından galip çıkan bir öyküyü de barındırır nüvesinde:
Unutulmuş bir kaya dibinde açan kardelenin güzelliğindeki esrar, halk hareketine ilham oluyorsa bu insanların ona yüklediği misyonla ilgilidir.Yoksa kardelen her zaman kardelendir,o hep güzeldir.Kardelen metaforunu 'Esed' de kendince kullanabilir, dağdaki eşkıya da, okuyamamış köylü kızları da...
Demem o ki, şiirdeki göstergeler düzyazıdaki gerçeklikle her zaman bağdaşmaz.Önemli olan o göstergenin varlığındaki güzelliktir; siz bu imgeye kaldıramayacağı ağırlıklar yüklerseniz ezilir, o benzetme gülünç duruma düşer.
'Halk için sanat' söylemi anlaşılabilir olsa da kalıcı olmaz.İşlevini tamamladığında buruşturulup atılır:
Son on beş yıllık siyasi tarihimize bakarsak,'Öz yurdunda garipsin.' cilalı cümlesinin 'Öz yurdunda mağrursun'a dönüşmesindeki ironi de budur.
Saygılar can...
neden şiir sayfamı tıklayınca ' Neyzen Tevfik(1)' çıkıyor yoksa tüm hakları bana mı devredildi :)
madem öyle site sahipleri için banka hesabımı vereyim: sugarbank 0011 4355 8833 0992 :)))
ben ELİF SARE COŞKUNUMMMMMM..............
günün şiirine gelince ben artık bu şiiri beğenmediğime karar verdim ne de olsa neyzenim
artık benden iyisi çamda kayısı:))
Sular seller gibi şiir.Sulardan birşeyleri kurtaracak nuhun gemisine benzeyen bir gemi yok mu acaba.Küreden birşeyler güzel birşeyler kalacaktır.Güzel şiir.Ben severim böyle şiirleri de sele kapılmayan birşeylerin olabilecegi ile ilgili biraz ipucu verseydi.daha iyi olurdu.
Tema güzel fakat,şiir ise bu temanın altında ezilmiş gibi duruyor.Cümleler temayı anlatmaya zayıf kalmış,konunun felsefi derinliği ve sorgulaması zayıf,sadece gözlemci sıfatıyla kaleme alınmış bir şiir.Yinede ortada verilen bir emek ve duygu içselliği olduğu için ,şairine hürmeten tebriklerimi gönderiyorum.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta