Üç beş adam gezerken, güzel bir çay boyunda;
O suyun etrafında çocuklarsa oyunda…
Cemre düşmüş havaya, nisan, mayıs ayları;
Bu mevsimde kar suyu coşturur ya çayları;
Büyük bir gürültüyle sel gelir, boz bulanık;
Suya düşen çocuğa adamlar olur tanık.
Yarım akıllı biri, çıkararak gocuğu;
Atlayıp sel suyuna, alıp çıkar çocuğu!
Kıyıda bekleyenler alkışlarlar hayretle;
Bizimki şöhret olur, bu destansı gayretle!
Acayip bir olaydır halkın zihnini saran;
Ve lakabı bulunur: “Selden Adam Kurtaran”!
“Selden Adam kurtaran” namı yürür artarak;
Her mekânda anlatır, mevzuyu abartarak;
Olay yerel basında, çarşaf çarşaf neşrolur;
SieNeN ve Yuronivs, onu arayıp bulur!
Palavrayla kurtarır kırk kişinin canını;
Kürsülerden anlatır işin teknik yanını!
“Urganı sağa fırlat; akıntıya çapraz çek; ”
Dinleyenler coşarken karışır yalan gerçek!
Sayısız konferanslar, seminerler sürerken;
Adamın kariyeri, zirveye çıkar d/erken! *
Ve nihayet yaşlanır, “Selden Adam Kurtaran”
Emr-i Hak vaki olur, okunur son kez Kur’an!
Önce biraz şaşırır, ruh öteki tarafta;
Melekler sorgu için bekleşirlerken safta;
Münker Nekir, mevtaya şu soruyu sorarlar;
“Ne iş yaptın dünyada? ” Bizimkini yorarlar.
“Selden adam kurtarmak dünyadaki mesleğim;
Size de anlatayım, zay’olmasın emeğim! ”
Önce konferans için hazırlanır bir salon,
Emrine âmadedir kürsü ile mikrofon! ;
Salon tıklım tıklımdır, dinlemede melekler;
Söze başlamak için, birkaç saniye bekler;
Bu sırada fâninin gözü salona kayar,
Dikkatini celbeder önde duran ihtiyar.
Ak saçı, ak sakalı, sırmalı kaftanıyla;
Suretine yansıyan azametli yanıyla;
İhtiyarı görünce alt üst olur niyeti;
Adamı fena çarpar, duruşu, ciddiyeti!
“Selden Adam Kurtaran” düşünür, “acep kimdir? ”
O sırada sükûnet, dev salonda hâkimdir!
Henüz birşey sormadan, melekler verir haber,
“Karşındaki ihtiyar, Hazreti Nuh Peygamber!
Teşrif edip geldiler sizi dinlemek için;
Sorgu devam edecek, şimdi siz derse geçin! ”
Adam dersi unutur, yanar sahte haline;
Pişmanlık ifadesi ilham verir diline:
“Tükendi fani dünya, artık ne gelir elden?
Gâfil, önce kendini kurtarsaydın ya selden! ”
Dil susar, beyin durur ve mikrofon kapanır;
Aciz kul, ter içinde uykusundan uyanır!
HALİL GÜLŞEN
Halil GülşenKayıt Tarihi : 15.12.2010 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!