1984 yılında Osmancıkta doğdum. İlkokulu Ankara mamak mehmetçik ilköğretim okulunda orta okulu Yahya kemal beyatlı i.ö.o lise ise Yeni mahalle anda. Kes lisesinden 2002 de mezun oldum
Bir Ankara ayazıydı, rüzgar bıçak gibi kesiyordu yüzümü, sıhhıyeden ulusa çıkarken. Ellerim cebimde ağzımda sigara, birazını ben birazın rüzgar içti. İki polis sokuldu yanıma bir anda alıp götürdüler beni. Ne olduğunu anlamadan çıkardılar hakim karşısına. Kelepçe Ayazdan daha sert ve soğuk sıkarken bileklerimi, sordu hakim acımasız gözlerle. Sen bu suçu nasıl işledin diye. Bir bir anlatmaya başlamıştım herşeyi o anda, artık ne olacaksa olsun demiştim. Cezamın ne olacağını umursamadan. Şahitleri dinlediler sanki hepsi söz birliği yapmış gibi suçladılar beni. Hiç utanmaıştım oysaki başım dik bir şekilde dinliyordum hakim beyi. Bana vereceği cezayı umursamayarak ve alaycı gözlerle bakarak. Tokmağını kaldırıp kürsüye vurana kadar. Yaz kızım sanığın kalemi kırıldı. Soğuk kelepçe artık bileklerimde değil yüreğimdeydi. Nerden bilirdim ki seni sevmenin cezası beni senden etti.
Dinle bir tanem dinle.
Bu sana son sözlerim, son yalvarışım, belki de son isyan edişim.
Hatırlarmısın ne güzeldi o günler. Eskiden elele, dizdize, gözgözeyidik. Hep gelecekten bahsederdik, senin nine benim dede olacağımız günleri düşünür gülerdik. Hatırlıyormusun bir keresinde sana biri takılmıştı, bense kavga etmiştim, sense boynuma sarılıp seni seviyorum demiştin. Bir keresinde de gece evden kaçıp yanına gelmiştim, sense beni rüyanda görüyor sanmıştın. Sonra okula yeni birisi gelmişti eskisi gibi ne gülüyor ne de konuşuyordun. Ne gelecekten bahsediyor ne de hayal kuruyordun. Sonrasını sonrasını hatırlıyormusun bitanem, Ben hiç unutmadım, ayrılık mektubun gelmişti , bu aç, insanfsız, acımasız sözler senden çıkamazdı. Sonra ayrıldık. Ve yıllar sonra bana aynı acıyı yaşatmak istermişcesine düğün davetiyeni göndermiştin. Gelmeyecektim ama dayanamadım gelmiştim. Bir su perisi kadar güzeldin , ya o oda sıktı. Yıllar sonra seni görmek için mahallenize gelmiştim tıpkı gençken hayalini kurduğumuz gibi bir evde oturuyordun. Ve çocuklarını gördüm biri kız biri oğlan onlarda seni gördüm biran. Bir anda kapıyı açtın, dur korkma benim sevgimden ve aşkımdan sana zarar gelmez. Bilirim sen içli ve acıklı haberleri sevmezsin yıllarca buna ben baktım. O anda spiker! Yarı deli bir adam camdan aşşağı kendini attı. Dudağında şuursuzca sayıklasığı bitanem bitanem bitanem sözleriyle oldu.
Artık yastığım yok benim bilin istedim
Cennet kokusu olmadan uyumak nedirki.
Sorsam seni bıraktığım yastığıma tarif edebilirmi seninle olan düşlerimi bilebilirmi. Artık düşlerimde yok benim kaybolan Adam ın düşleride ne ola.
Zorlasam beynimi biraz, bana son bir iyilik yaparmı getirirmi seni zihnime yeniden.
Kalbime soramıyorum bile seni. Adın geçse kanayacak kabuk bağlamış yarasından.
Hani seni beklemiştim, kız kulesine bakan taşların üstünde .
Rüzgar eşliğinde bir fısıltı kulağımda. Bir çocuk yanaşıyor yanıma elinde askılık içinde çay.
Bir yudum alıyorum yakmadan giderken boğazımdan bilmediğim bir tat, rüzgarın sesi sen çayın tadı sen
Bilirim zordur senin sevmelerin.
Ne sevenden var nede sevdirenden haberin.
Bilirim zordur senin gelmelerin.
Ne geleceğin var ne de bekleyenden haberin.
Kopar artık prangalarını at o büyük adımını hayata.
O hayatın sonunda elbet olur haberin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!