Cezaevinin direği
Mangal gibi yüreği
Gece gündüz çalışır
Adaletin bel küreği
Halk ona gardiyan der
Akıp gitti zaman ömrüm bitiyor,
Hasretlik çekmeyen kıymet bilmiyor.
Türkülerde hüzün içki yetmiyor,
Bindim bir yelkenliye gidiyorum meçhule,
Okyonusları aştım,neredesin gelsene.
Yunuslar şahit oldu sana olan aşkıma,
Dev dalgalar savurdu, halimi bir sorsana..
Göçmen kuşlardan sordum, hiç haber yok dediler
Ferhat bile Şirine yanmadı bu kadar,
Sürat motoru olsam yakalar radar.
Dağları delsem de sana ulaşsam,
Kardelenden buketler yapardım sana...
Bir kula tapmışım kıskanan ne çok,
Yıllarca hasret kaldım o nur gibi yüzüne,
Simsiyah saçlarınla,o mis kokan tenine.
Elim değmedi oysa saçının tek teline
Bakmaya kıyamadım o ceylan gözlerine...
O güzel yüreğinle derdime derman oldun.
Sen varya sen
Masamda yıllanmış şarabım,
Bahçemde dikensiz gülüm,
filiz veren bir ağaçsın.
Sen varya sen
Uzanmak istesede ellerine ellerim,
Tutulsada karşında dilim,
Sarabilsem incecik belin,
yıllar geçsede sana doyamam.
Oysa bilsen ne çok isterim,
Cisil cisil bir yağmur,
Sanki yüreğim ağlar.
O mis kokan topraklar,
Beni kor gibi dağlar..
Bulutlar geldi geçti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!