Erzincan Üniversitesi İşletme Bölümü Mezunu
Gökte yıldız adedince
Işık saçtın şu gönlüme
Servetleri verdim ele
Aşkınla erdim kemale
Yâr kapısıdır dediler
Bitkin düşmüştüm geçen yıllarda
Takat kalmamıştı artık dizimde
Öyle yorulmuştum ki
Adım atsam yere düşecek gibiydim
Sırdaşım yoldaşım canım atım
Senden güç buldum
Ben At üstünde bozkırlarda Gezen
Yağız yerler aşıp Zulümle Cenk eden
Kimi Zaman Alpım Kimi Zaman Eren
Budur binlerce yıllır beni ben eden
Yıldırmaz beni Zorluklar Zorbalıklar
Er isen candan geçesin
Masivayı terk edesin
Sen ben yoktur bilesin
Gönlünü bir eyleyesin
Gün bana gözlerinden aydınlanır
Kirpiklerin yüreğime sarmaşık misali dolanır
Ey yâr ay cemalin benim içimi ısıtır
Rüya mısın masal mı yoksa tarihte bir destan mı?
İsmini koyan zaten seçmiş
Issız bir yere oturanda
Bir söğüt gölgesinde uzananda
Dostun kazığı sineni yakanda
Düşünürsün dünü bugünü yarını…
Sen garip gözün kapatanda
Dilde çile halde sefa
Anlatma boşuna cefa
Kalkan olmuş sana dava
Er olan tapmaz dünyaya
Hakikat bakar kalbine
Yükselirse sesim Tanrı Dağına
Değerse bakışlarım Kurt soyluya
O zaman belki ulaşır huzura
Vurun beni vurun feda vatana
Tanrı lütfetmiş Oğuz'un soyuna
Ceset olmuş bu cane eziyet etme gel
Ben beni bilmezem merhamet eyle gel
Gördüğüm hayal duyduğum nedir bilmezem
Aşk dilenen bir fakirem, zengin eyle şu gönlümü gel
Kendim akıllı sandım iki kitapla donandım
Ay sarsın gül çehreni
Kaplasın gök kubbeyi
Kanayan şu yaremi
Gel sar artık sevdiğim
Aşkına müptelayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!