Burada güneş gece doğar
Nefesinde ılık bir rüzgar eser gümüş bir bulutun
Sırlar perdesi aralanır göçebe dünyanın
Giz olur göğün karanlığı
Beyaz kanatlı bir melek belirip arşın ötesinden
Silkeler yüzündeki ayı, kanatlarındaki güneşi
Bu kentin mor salkımlı sokaklarına
Karla karışık saçların yağardı
Gözlerimde hülyalı gözlerin vardı
Gözlerin vardı içinde kırık salıncaklar
En parlak yıldızlara çıkarken
Üstüne gökyüzü düşmüş süt kokulu çocuklar vardı.
Esperamos nuestra patria dulce donde hay ríos, lagos, montañas y rosas en su tierra
Esperamos la noche cuando el sol está cansado
Esperamos el sol cuando la oscuridad extraña la luz
Esperamos un sonido perforando el silencio.
Esperamos un río que traiga mucha felicidad y peces
Yürüyorum, karanlık bir gece
Ay bulutların koynunda
Derin mi derin bir uykuda
Bir ben
Bir de yerde yatan bir evsiz
Hava soğuk mu soğuk
Bir hayal gibiydi sanki mutluluğun kapısını açacak
Bilmezdim ateşin üflediği ruhun yandığını
Ya da mutluluğun ateşe susamak olduğunu
Ey yedi iklimden topladığım renk renk çiçekler!
Bilmezdim dünyanın sadece
Mavi renkten ibaret olduğunu.
Kalpten bir cam içinde
Katran gecelerde beni aydınlatan ışık
Dokunamam sana
Camdan kalbin kırık.
Işığın tenime değer
Uçarken kelebek kanatlarını kırdığım
Bir kuzgun muyum ben?
Yoksa bir elifin yanağında
Nokta olarak konmuş bir gülücük mü?
Ey uçarı sevinçler bırakan beste!
Hazır mısın ben kimim demeye?
Susuz bir kent
Ama yasemen kokan tılsımlı ıslak bir gökyüzü
Tam da böyledir benim aşkım!
İsyan eden bir çağın
Kendi kendini kapattığı bir devrimdir aşk
Düşlerinde yeşeren yalnız bir toprağın
Eres como una mariposa que tienes dos alas
Tienes dos corazones sobre tus alas
Una de ellas es mía, la otra es tuya
Por eso estás volando sobre las nubes
Sin tocar la tierra, sin sentir mi alma.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!