Issız gecelerde, kara günlerde
Gözlerimi kandil eylediğim dost
Yaralı gönlümü yoluna serip
Ardından türküler söylediğim dost
Gönlüne bağladım gönlül telimi
Şu kapanan gök perdesi,
Karanlığın ayak sesi,
Ufuktaki en son çizgi,
Kızıl bir fırça darbesi.
Gecenin renginde korku,
Üfleyin külümü yeşersin közüm
Söndürmeyin ateşini sevdamın
Dağılsın karanlık, ağarsın yüzüm
Söndürmeyin ateşini sevdamın
Toprak inkâr etmez, tohum düştükçe
Yüreğimi koydum gül arasına
Söyleyecek sözüm yoktur Sultanım
Merhem kâr etmeyen dil yarasına
Senden başka çözüm yoktur Sultanım
Üşüyorum haberi yok kışların
Denizin kirpiği geceye değse
Hasret tüter gözlerinde ırmağın
Ay üşür sularda bir yıldız kaysa
Ateşlenir başı dumanlı dağın
Gün uzar gölgesi geceye düşer
Önce kardeşdik
Ensardık
Muhacirdik
Mecburduk birbirimize
Sonra savrulduk rüzgârda
Karakıştır şimdi mevsim
Ocaklarda közler üşür
Siyah-beyazdır her resim
Memlekette yüzler üşür
Kuş kanadı yele değer
Dönmedin,
Ardıdan asılı kaldı baışlarım.
Bir demet gülgibi soldu,
Gün batarken düşlerim.
Battı yüreğime karanlıklar
Sen görmedin.
Nerden esersen es rüzgar,
Ben toprağım kül değilim.
Bende yeşerir umutlar,
Ben vahayım çöl değilim.
Bakma öyle sustuğuma,
Kapına gelmiştik,
Vahaydı yüzün.
Serin rüzgârlar esiyordu
Sen konuşunca.
Öpüyordu alnımızdan sözlerin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!