ENDİŞE
geç mi oldu, saçaklardan sarkan gölgeler de ne
anımsadığını dün, yadsıdığını yok sayan bellek
kalkıp gitsem diyorum ansızın omzumda bir el
gençliğim ah gururu eskimeyen endişem
GÜZ VE GECE
I
rüzgârın da dili vardır
salınırken kıyısız bir denizde
İZ VE KAÇAK
belirsiz bir yanılgıdır yankılanan sesin ahengi
aynı kargaşada haykıran sessizliğe karşı
susmak hüner sanılsa da daralırken zaman
ey eğreti sözcüklerin hantal anlamı!
KANGREN
Veysel Çolak’a
tutkun değilim alkışlayarak övdüğüm arzularıma
bendeki iyimserlik kangrenli bir umudun gözyaşı
KARTVİZİT
yaygaracı gülüşüyle yalayıp geçti dalgınlığımı rüzgâr
değil kıskançlık aldırış bile etmedim
kalbime yakışmayan kışla gelen yalnızlığa
KISKAÇ
şaşkınlığımı saymazsam benim geçmişim olmadı
tuhaf, ilandaki kayıba ne çok benziyor yüzüm
sildim kırgınlığa yenik fotoğraflarımdaki izleri
ah günün telaşıyla geçiştirip durduğum zaman
KOLYE
küçücük bir kolyeydim zarif boyunlarda uğultu
ambalajımı sahte sandım etiketimi rumuz
özenle yerleştirilmiş iki göğsün arasında şaşkın
ışıl ışıl gülümserdim gönencimi kıskanan göğe
LABİRENT
bendim suçlusu fiyakalı sonumun, sahteydim
ah, kırıldım sırça yalanımın ortasında
yüzümün yarısı ölü yarısı amansız bir katil
bilemedim, kimdi avuçlarını soluğumla ısıttığım
NEŞTER VE CİNNET
oradaydım, kanımı bulandıran uçsuz döngüde
geçti rüzgârın mevsimi
sesim ki anısıdır hâlâ eski bir akarsuyun
ÖRÜMCEK
zehrini kanımdan emen tarantuladır
sevgilim. yaşayanlar bilir arafı
dağa oyulmuş sabır taşıyım ben
ışığı kovolayan fırdöndü çemberi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!