SELAM SANA EY NEBİ
Ebrehe’nin Mekke’de savrulurken külleri
Umutla sallanırdı, Halime’nin tülleri
Göremedi babası, anası doyamadı
Dizinin üzerine peygamber koyamadı
Dedesinden amcaya bayrak gibi taşındı
Suriye’de Yemen’de ayakları aşındı
Hılf’ûl Fudûl listesi, adıyla gururlandı
Komşunun acısına, komşudan önce yandı
Hatice'deki telaş, duvağa dönüşmüştü
Şefkatini, gücünü eşiyle bölüşmüştü
Eminlik sıfatını gençliğinde almıştı
Kâbe’nin hakemliği kendisine kalmıştı
Hira mağarasında bir görevi yüklendi
Yükünün etrafına arkadaşlar eklendi
Safâ tepesindeyken kendini ifşa etti
Ambargolar başladı, iman en büyük setti
Habeşistan yolları, tevhide kervan oldu
Necaşi sarayına vahyin gündemi doldu
Eşi ve amcasının üstüne toprak attı
Hüznün hançeri geldi, ta ciğerine battı
Taif'te taşlar pişman, mahcup ufalandılar
Yaranın etrafına, melekler dolandılar
Yara başka yaraydı, dua döküldü dilden
İnsanlık içmeliydi, doyasıya sebilden
İsrâ ve Mi'rac ile teselli edilmişti
Mekke, Kudüs ve gökler bir anda gidilmişti
Akabede elleri birleştiren Allah’tı
Yesrib’li Müslümanlar, karanlığa sabahtı
Evs ve Hazreç, gizlice peygamberle buluştu
Sevr’de iki arkadaş, o ne sağlam duruştu
Mescit yaptırdı hemen, ilk hutbeyi okudu
İslam’ın ahlakını, ilmek ilmek dokudu
Ensârî’nin evinde biraz misafir kaldı
Muhacire kol geren, Ensar adını aldı
Aişe’yle kördüğüm olmuşlardı bir kere
Nebi onu koymuştu kalbinde başka yere
Mescid-i Nebevî'nin yapımı tamamlandı
Hem resulün eviydi, o ne güzel mekândı
Namazın işareti, ezan belirlenmişti
Bilali Habeşi’ye haydi oku denmişti
İlk nüfus sayımında durum çıktı ortaya
Sayı az idi fakat iyi tutmuştu maya
Fakirler için suffa, mescide yapılmıştı
Bir mektebe dönüşen, ilahi bir nakıştı
İlk kıblemiz Kudüs'tü, değişti daha sonra
Kâbe yeni kıbleydi, mü’minler sıra sıra
Medine sözleşmesi, örnek oldu çağlara
Barıştı kurtla kuzu, huzur geldi dağlara
Kılıca dönüşmüştü iman artık bedirde
Şu orduya bir bakın, komutanı sedirde
Ramazan orucunu, izledi zekât farzı
Bayram namazlarıyla oluştu İslam tarzı
Osman’a emaneti, uçup gitti şehirden
Damlalar çöle düştü, o çağlayan nehirden
Ali damat olmuştu, Fatıma da bir gelin
Hasan ile Hüseyin, torunu peygamberin
Münafıklar türedi, Abdullah ibni selül
Herkesçe bilinirdi, sesi olmayan bülbül
Uhuda Hamza düştü, yeri göğü inletti
Cesareti marş yapıp, nesillere dinletti
Bekir ile Ömer’in damadıydı Peygamber
Osman ile Ali’ye olmuştu kayınpeder
Reci’ vak’ası oldu, yürekler içten yandı
Bir de Bi’r-i Maûne, yetmiş dörde dayandı
Şımaran Yahudiler şehirden gönderildi
İbranice öğrenmek Zeyd’e ödev verildi
Dûmetü’l Cendel oldu, eşkıyalar toz duman
Korkuya saplanırdı, hurafeye göz yuman
İçki ile kumarı yasakladı ayetler
Koşulsuz itaati anlatır rivayetler
Hendek kazıldı şehre, düşmanlar yaklaşmıştı
Yahudi ihaneti bardaklardan taşmıştı
Müreysî dönüşünde ifk olayı olmuştu
Ayşe haklı çıkmıştı ve öfkeyle dolmuştu
Hudeybiye imzası ağır gelmişti önce
Anlaşıldı hikmeti ta Hayber'den dönünce
Bir Yahudi kadının, zehre uzanan eli
Çaresiz geri döndü, gördü kutsal engeli
Mut’a evlilikleri yasaklandı ümmete
Şehvete sınır geldi, anlam verildi ete
Halid bin Velid ile ordumuz güçlenmişti
Komutan Halid ise korkun bizden denmişti
Mu’te Harbi ne yaman, Zeyd yükseldi cennete
Abdullah bin Revâha, örnek oldu ümmete
Mekke fethedilmişti, Kâbe temizlenmişti
Hangi çağdan baksan da, bu ne büyük bir işti
Ebû Süfyan, nihayet yola gelmişti artık
Oğlu Muaviye’nin ümmet gömleği yırtık
Huneyn zaferinden taife geçilmişti
Ebû Süfyan eliyle putları biçilmişti
Esirler arasında sütkardeşi Şeyma var
Eder mi vefasızlık? Hevazin zincir kırar
Tebük son gaza idi, çatışma da olmadı
Bizans’a gözdağıydı, böyle anıldı adı
Mescid-i Dırar neydi? Hemen yıkılmalıydı
Hedefi bozan neyse, yumruk sıkılmalıydı
Sulh ve sükûn evresi yaşanmıştı bir dönem
Dini tamamlamaya, verildi büyük önem
Hüzünlü Vedâ Haccı, inciler dökülüyor
Sahabe boğazından hıçkırık sökülüyor
Bakî Mezarlığı'nda bir peygamber yürüdü
Sahabenin yüzünü sonbaharlar bürüdü
Ali ve Fahd destekti, son kez imamlık yaptı
Nefes bitene kadar, yalnız Allah’a taptı
Selam sana peygamber, selam sana ey nebi
Seni herkes seviyor, Arap, acem, ecnebi
(hayri yöndem)
Kayıt Tarihi : 8.7.2024 18:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!