Karanlık içinde saklar,
Korkudan adamları,
Zulüm görücüye çıkarır
Ölü olmayan tabutları
Ah kim bekler sabahı,
Bu insafsız uykularda
Baştan sona buruştur at,
Aşk olmayan rüzgârları.
Büyür uçurum
Gecenin kıyısında,
Mavi gök çatırdar,
Çikletten çıkar çocuklar
Ellerinde sapanlar
Tankları vururlar
Acemi bir bahara ertelenir,
Ay ışığında kavgalar.
Hava soğuk,
Nolur,
Nolmaz deyip
Kalınca giyeriz üstümüze paltoları,
Kış gelecek ya,
Hazırlıksız yakalanmayalım,
Karlar yağacak,
Yada beyaz bir yılan
Ağularını dökecek
Öfkelerimiz üstüne
Bir sığırcık düşecek,
Adım atmayı unutacak güvercin,
Martılar kurban verecek
Denize çığlıklarını,
İnsan,
Gölgeye düşen yakamoz.
İnsan,
Süt emziren ana.
İnsan,
Ateşten ve sudan.
Şimdi zamanın akrebi düşmüş mürekkebe,
Mürebbibim Allah
Başımın üstünde servi gölgesi
Selam darağacı,
Selam kızıl şafakta açan gül.
Vakit eylül
Kulaklarım çınlıyor
Göğsümde açan kiraz ağaçları şahit
Sükûta makber
Üşüyen kelimeler anlatacak
Ayaklarımıza bağlanan ölüleri.
Herkes suçlu
Şehir muzdarip aşkların leylası.
Boğulmuş bir gökyüzü çıkarıyorum
Kimliksiz aşkların heyulası.
Ya iblisi kovacağım esmer günlerin yalnızlığından
Ya gemileri çakacağım intihar yüklü bulutlara.
Bir avuç çığlık sürüyorum şimdi namluların karnına,
Ah ben öldüm,
Ölü dağlara gömülen bedenimle
Başımı kaldırsam gökyüzüne binlerce anka,
İnzivaya çekilmiş umutlar kırk katırlık yolda
Yer susmaya mezarlık,
Rüya martılar kenti, tufan
Kıyametler koparan adam,
Boşalt tüfekleri şiirin vitrinine
Kayıt Tarihi : 11.12.2007 18:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şakası bir yana kutluyorum sevgili Lütfi Kireçci .Tat aynı tat ......
TÜM YORUMLAR (1)