Güneşin dünyaya doğduğu yerden tüm okuyucularımıza selam getirdim. Doğunun serhat şehri Kars Ardahanı Beş yıl aradan sonra ziyaret ettim, festival proğramlarına katıldım. Birkez daha Doğduğum topraklara hayranlığım arttı. Adeta çiçeğin çiçekle dilleştiği binlerce çiçeğin rüzgar ile yüreğimize o güzel kokularını saldığı yaylalar köyler boşalmış, adeta ıssız harebe olmuş. Ne yazıkki halen daha yolları yapılmamış Ankaranın eli yine uzanmamış bu güzel topraklara, Ne zaman sahip çıkılır bilinmez ama o sıcak yürekli insanlardan hepinize bolca selam getirdim***
Gelelim mega kent istanbula ve özelliklede ikamet ettiğimiz beldemize güzel samandıramıza,, Her mahallede konserler yapılıyor hani deyim yerindeyse hizmet vatandaşın ayagına kadar getiriliyor, her mahallede ayrı bir sanatcı ayrı bir organizazyon hayırlı olsun ne diyeyim. Yetkilileri kutluyoruz buda ayrı bir hizmet kültürüne sahip çıkan bir millet asla yıkılmaz sanata sanatcıya sahip çıkan belediye başkanımızıda yürekten kutluyoruz.
Şimdi diyeceksinizki coşkunoğlu bu satırlarda saklı bir manamı var, hayır tabiki proğrama katılan sanatcılarımız acaba konsere gelirken samandırayı haritadanmı yoksa rehber eşliğindemi buluyorlar buda ayrı bir konu. yirmi üç yıl samandırada yaşıyan, çamurlu yollarında yürüyen belde belediyesi olması konusunda bir çok arkadaşımızla mücadele verdik.
Beş adet müzik albümü olan, yüzlerce şiiri birçok dergide gazetede ve birçok internet sitelerinde yayınlanan. Bir çoğu ödüle layık görülen şiirlerimizin ve türkülerimizin bir çok il ve ilçe belediyeleri anadoludaki birçok belediyelerimiz,farkına varıp bizi proğramlarına davet ederken ne yazıkki destek verdiğimiz sn belediye başkanlarımız yusuf Büyük ve sultanbeyli belediye başkanımız Dr Alaatin Ersoy bey bizi görmemezlikten geliyorlar.
Samandıra ve sultanbeylide birçok ses sanatcımız ve halk ozanlarımız ikamet etmekte, tv kanallarında radyolarda proğram sunan halkın büyük bir bölümününde yakınen tandığı sanatcılarız şimdi soruyoruz,
Biz size ne yaptık.. Yıllardır bu kültüre hizmet veren, hiç bir devlet desteği olmuyan bu sanatcılarımıza belediyelerimizin sahip çıkması gerekmiyormu*
Sayın Başbakanımıza Şikayet dilekcesi Göndereceğim niyemi,çünkü sayın Başbakanımızın sözü aynen şöyleydi,özelikle ozanlarımıza hangi bölgede ikamet ediyorlarsa yerel yönetimler bünyesinde sahip çıkılacaktır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...