Selam ey kızgın gece selam!
Yine açar mı toprağınla okşanmış menekşeler?
Yabancı diyarların içinde kokusu değer mi burnumuza?
Gök aynı gök
Ve zaman o acınası günde durmuş
Giden gitmiş ve
kalan güneşin kızgın ışığı altında oturmuş
Selam ey yalnızlık selam!
Nasıldır kim bilir bakire saçların,
Gizli hikayelerin erişilmez yalanları içinden geçerken
Dökülen yaprağın silinmesinden sonra
Vefa uğramadı kalbime…
Ve hoşçakal canım dediğim zaman
Canımdan bir parça toprağa yapışıp kaldığında
Anla ki ölümüne ramak kalmış bir kuşun ötüşü içimi kurcalar…
Selam ey gök güzeli selam!
Tanrı kendi eliyle okşamış olmalı seni
Seni ve gözlerini ve ellerini
Yoksa ay niye sönük,
Güneş neden fayda vermez menekşe tohumlarına?
Yoksa Yağmur mu eksik gözlerinde?
Birikmiş acıların bulutları silindi mi kirpik uçlarından?
Belki de toprağın tek ihtiyacıdır ayakların…
Selam ey sevgili selam!
Nasılsa unutuluruz geceye selamı kesmeliyim
Yahut bir duman yalnızlık çekmeliyim damarlarıma
Tanrı’nın okşadığı tenine layık değil ki hiç bir kolye,
Ve ben belki ömrümü asmalıyım boynundan aşağıya
Düşünmeliyim ama sevmemeliyim seni yeniden…
Ümit AyKayıt Tarihi : 13.7.2023 02:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
güzel demişiniz
TÜM YORUMLAR (1)