Asr-ı saadetten doğan o iki hece;
Aydınlandı bir sesle; asırlık gece.
Selâm: ulviyet, esenlik, güven, selamet
Yürekte bahar, serde doğru istikamet…
Eşref-i mahlukatın dilinde zikirdir,
Kıldan ince, elmastan keskin fikirdir.
Bir süt misali dökülür dudaktan selâm
Değerine paha biçilmeyen bir kelâm.
Selâm; arşa eli değen bir nurdur,
Verene, alana rahmet hem onurdur.
Selâm sevda mevsiminden bir kuştur
Selâm almayanın tüm yolları yokuştur.
Yakuttan da safir, konar yüreklere
İçer de o mânayı; süzülür göklere.
Selâm yürekleri arındırır riyadan,
Emanettir bize o Resul-i kibriya’dan.
Yürekler ki o sesle ipek ipek dokunur
Her kelimesinde o yarin ismi okunur.
Selâm; o sevgiliyle vuslat vaktidir,
Belki bu, Rabbimizin bizimle aktidir.
Benden çıkar, senden yansır semaya
Verir bir elini güneşe, bir elini aya.
Selâm; dilde inci, yürekte maya,
Çıkar arşa, nur olur iner dünyaya.
Selâm size, selam Hakkı görenlere
Selâm olsun, güllere, yedi verenlere!
Kayıt Tarihi : 2.5.2011 02:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)