Belirgin bir fiziki yapın varsa
belirgin bir enerji ölçeğin
bu fiziki yapından taşar da önce
fiziki yapınla sokulursun sıraya
ardından derecesi girer fiziki enerjinin
başka bir dizgeye tabi tutulur figürün,
benzerlerin arasında gelirsin hizaya.
Ardından üçüncü bir dizi başlar:
Seçimlerin ve Yönelişlerin dizimi.
Seçtiğin ve yöneldiğin eylem planın
doğrultusunda başlar yeni bir hiza alış
seninle aynı davulun sesini duymuş
aynı yöne dönmüş olanlar arasında.
Tartılır ölçeklenir ve yeniden belirlenirsin
bu kıyaslar arasından, seçimlerin bir yöne
kıvırmaya başlar seni kıyasıya, enerjin
başka bir yöne, fiziğin kimyan değişir
dönüşürsün yeni yapınla bambaşka bir yöne.
Bir üç kavisli helezonik dalga kıvırır seni..
kıvırır.. kıvırır.. kıvrılırsın kırılmaksızın
esner bükülürsün tabanına göre şekillenir
yeniden tavanın ve.. ve..
İşte buradasın.
İncecik bir delikten çıkıp gelmiş.
Bir burgacın açtığı kıvrıntılardan burularak
işte sen olmuşsun, doğmuşsundur.. ve
bu kaçıncı..
-Sen ne işe yarar?
İlkin bedenim sınıfta kaldı. Beden eğitimi
dersindeydik, seçildim ve en ön sıralarına
getirildim sınıfımın. Teşhir edildim ben
boyumu aşanlar arasında. Gecekondulular
değildik - bilmiyordum gecekondululuğu
henüz -fakirdik- gönülden zengin
- bilmiyordum - yine en dibindeydik
okulun da yaşama bir kaç adımlık mesafede
-okula açılan yol- çarşıya pazara yakın
ara sokaklar - merkezine yakın bir merkez -
her yere yürüyerek gidip gelme mesafesinde-
yürüyüşçülerdik ailecek (sıkı yürüyüşçüler) .
Yaşımı doldurmama -'68 de başlatılmışım ilk okula -
10 ay vardı - 7. ay çocuğuyum ya - Ekim de
açılıyor okullar - 7. yaşımdan üç ay gün almışken -
6 yıl 3 ay'lıktım ilk okula başlatıldığımda. Beklenseydi,
7 yıl, 3 ay'lık olarak başlatılsaydım - yine de 1984'de
mezun olacakmışım demek ki Üniversiteden -
ailem bana önceden 1 dönem kazandırmıştı -
1 dönem krediyle başlamış sayılırdım öğrenim hayatına.
Kredi'yi dibine kadar kullandım - daha doğrusu -
kredimi 3 yıl da tükettim. Üniversitenin 3. senesiydi
çaktım - bu kez bilgimdi beni sınıfta bırakan -
ancak önce bedenen sınıfta kaldım.
1. sınıfta Nisan ayında 6 yıl 6 aylıktım,
beden eğitimi dersindeki yürüyüş performansında
çok beğenildim ve öne çıkarıldım,
artık okulumun Maskot'uydum.
Evde bir gurur havası hakimdi.
Modeller belirlenmiş, renk seçimi yapılmış,
bir bayramlık dikilmişti ki bedenime tıpa tıp uyan
- sarı - fırfırlı - şenlikli. Öylesi bir heyecan
dalgası hakimdi ki evin içine sanki gökkuşağının
içindeydi yuvamız. Bahar dalları gibiydik, bahar
rüzgarıyla savrulacağımız 23 Nisan kortejinde
kızımız, gurur kaynağımız... olacaktı.
Gururun ne olduğunu da bilmiyordum henüz.
Her bir kortejin - hiyerarşik bir düzeni vardır.
Okulumuz bu düzenin hangi sırasında dizilip
geçecekti hiç bir fikrim yoktu - hiyerarşiyi de
henüz bilmiyordum - düzeni de - tabula rasaydı
hayatım henüz - bomboş bembeyaz bir sayfa -
ilk sözcüklerimi de ben yazmıyordum henüz -
ilk kelimelerim de benim tercihim değildi -
duymak zorunda kaldığım - bilinçaltıma kazınacak
ilk kelimelerin dizilişi ne - anne - ne -baba -
ne kardeşten başlamadı hayır - ilk kelimeler
ilk harflarle -kulağıma okunan- fısıldanan-
sözcüklerdi -ilkin onun adı yazılıydı-fısıltıyla-
bütün gücü veren de o fısıltının nefesiydi...
- yürüyordum - hiyerarşinin tam ortasında
- kelimeler uğulduyordu bando mızıka eşliğinde coşku -
ve yorgundum artık - eve dönüşü hatırlamıyorum
- nasıldım - zihnim kapanmıştı -
2. yıl da geçti böyle.. O ilk heyecan yoktu tabii.
3. yıl artık maskotluktan sınıfta kalmıştım.
Uzamam gerekiyordu - oysa - kemiklerim - derim -
bana ilk kaybedişi yaşattıran öğelerim -oldular-
Bir kelime daha kazanıyordum işte zihin kitabıma
kalın ve derin harflerle değildi henüz - o denli
ciddiye alınacak bir sapma gibi görünmüyordu
- hâlâ okulun yanındaydık - eğitimin ve öğretimin
iyiliğine ve güzelliğine inanıyordum hâlâ - olsun varsın-
temsilcilerin de bir gün bayrağı teslim edecekleri
yeni nesiller geliyordu arkasından - elbet -
temsilci ne demekti? Hiç bir fikrim yoktu
- okulum - en değerlisiydi - onu terkedemezdim -
küsemezdim - henüz küsmeyi de bilmiyordum -
küsmek kelimesi - boz küstüm - elin iki parmağı kıstırılır,
orta ve işaret parmağı, ve küsülene uzatılır
ve küsülecek olan onu çözer böylece küslük başlar
- bir yere kadar ama - bir kaç dakikacık ya da
bir kaç saat en fazla - çok sürmez barışılır - ritüel aynı -
Okuluna küsmezsin. Okulun küstüğünü anlamaz.
Okulun herkese kucak açan büyük bir kanattır.
Kol kanat gererken - sana - ona - buna -
zengin fakir ayrımı yapmaz - okul - şimdi okullu olduk
- sınıfları doldurduk - coşkusunu bize anılarımızda
en derin duygularımızı kazıyan bir membağadır.
Yürüdüm kortejin ortasında
- bedenime de küsmedim - okuluma da.
Vitrine çıkacak diye bir gün - hatta şimdi dahi -
yazdıklarım.. çok korkuyorum. Yine bir
hiyerarşik düzenin ortasının önünde olmak fikri
korkutuyor beni. Bir cemaati temsil etmekten,
orta bir zihniyeti temsilen Maskot seçilmekten
- bir coşku nesnesinin daha piyonu yapılmaktan -
çok korkuyorum. En dipte, en görünmeyen
zifiri karanlıklarda reaktif bir güç olarak durmak..
ve durmak ve kalmak öylece daha güven verici..
Daha çok seviyorum bu noktasından hayatımı.
Bedenim - derim - yaşlanıyor artık yeniden ama
düşüncelerim daha yeni yeni gelişme aşamasındalar
- ve taptazeler - ve ben onlara kıyamıyorum
- hiç bir okul - hiç bir hiyararşik düzen -
- hiç bir coşkusu bayramların -
bu sabah düşüncelerimin büyüme hızının önünü
kesemez anlıyor musun? Hiç biri...
Ve artık yürüyüşümü kimse satın alamaz.
Ve.. ve..
Bu satırlar ilk kaleme alındığında 88 satırdı
1. saatte yazılmışlardı. Şimdiyse bir Şelale oldular.
Sen ne işe yarar? diye sormuştun ya..
Biz ne kadar neşeli çocuklardık Orson Welles...
Bir bilsen...
Kayıt Tarihi : 31.5.2013 15:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evet. Ve hâlâ da neşeliyiz! 31 Mayıs 2013 Cuma 15:54:25
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!