gece ile gündüzün kavuşma vakti
bütün yelkovanları koptu saatlerin.
kalbim için biçtiğim bu elbisenin
kumaşı kimindi?
kim en çok yandı o ateşte
gövde çekilmez bir yük olmuşken ruha
balıkçılar yengeç sunuyorlar giden yaza
başlarında,
hanımların ördüğü takke, işte yaz da el sallıyor
bak, kumulların ardından... konuşmaktan usanmış
hatipler birer birer eğiyorlar başlarını, her zamanki
yılgınlıkları gözlerinde. yıkıntıların önünde
herkes bir sebepten ölür,
sorun değil bu
asıl sorun yalnızlığından
kaçmaları bazılarının
herkes birinin kalbindeki bir yeri açar
artık zamanı değil eskinin
yaz çoktan bitti bahçelerde
şimdi kokulu mumlar ve kalın bir perde
ile örtülü odalardasın, odalar her yerde!
sana ağlayan heykellerin kıymetini bil,
“eleni karaindrou için…”
portakal bahçeleri, palmiyeler, mavi deniz,
uçsuz bucaksız deniz, üç beş tekne…
bu yolda yürüdüm, dalgaların izlerinden
uzak şehirler gördüm, sabahları güneş
bildiklerini unut
başka bir şey anlatacağım sana
uzun bir zaman sonra
kurtarıp kendimi
rüya göremeyen insanlardan
geri döndüm yalnızlığa.
kış güneşi,
sen hiç bir rüyayı çaldın mı?
seni düşünürken birileri kar içinde
aklına geldi mi
eskiden çok sevildiğin.
sonsuzluk böyle bir şey dedi
ellerini açarak iki yana kocaman
denizi gösterdi.
deniz, bir taçtaki pahalı
mücevherler gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!